Günümüz henüz mü içinde varlığını devam ettiren 3 Ana mesaf vardır bunlar vişnüculuk şivacılık ve şaktizmdir.
Annesi cinayeti çağrıştıran bir ihtiyatlılıkla araladı bana giriş kapısını. Fısıldıyordu anne, ama o kadar güçlü ve o kadar yoğun bir şekilde yapıyordu ki bunu, beddua okumasından bile beterdi. “Doktor bey, söyleyin bana böyle bir kıza sahip olmayı hak etmek için ne günah işledim ben! Ah bu başımıza gelenler! Bari mahallede elâlemin kulağına gitmesin, Doktor bey!.. Size güveniyorum!” Hiç bıkmadan usanmadan vah vah tüh tühlerle endişelerini dile getirip, kadın olsun erkek olsun, konu komşu ne der saplantısıyla kendini oyalayıp tatmin oluyordu. Kaygılı bir ahmaklık nöbetiyle trans haline girmişti. Bu durumlar bayağı uzun sürer.
Reklam
Bu yıl, nedense bu köpeklerin sayısı azaldı. Daha doğrusu, cevelanlarım gündüzden geceye taşıdılar. Gecenin ileri saatlerinde bu kez, üçü, dördü bir arada mahalleyi denetlemeye geliyorlar ve sizi yatağınızdan kaldırıyorlar. Geçen akşam televizyonda biri köpeklerden iyiden iyiye yakındı. Adamcağız, köpek belasından, Taksim'den iki adım
Sayfa 71 - ADAM yayınları, 1995Kitabı okuyor
En etkili giriş cümlelerinden biri
Kendi hayatımın kahramanı mı olacağım yoksa bu görevi başka biri mi üstlenecek, bu sayfalar gösterecek.
Sayfa 1 - David CopperfieldKitabı okuyor
Modernitenin birinci sac ayağı olan kapitalizmin kendisi sistem olası şansını yakaladığı zaman, tarih öncesi ve sonrasının ana toplumsallıklarını tasfiye etmekle işe başlamıştı. Öncelikle 'cadı kadın temelinde kadın toplumsallığının ayakta durmaya çalışan güçlerini ateşte cayır cayır yakmıştı. 'Cadı kadın avı' sermayeden bağımsız düşünülemez. En derin köleliği yaşayan kadın üzerindeki hegemonyasını inşa etmesinde bu yakma sahneleri kapitalizmin son derece işine gelmiştir. Günümüzde kadının en düşürülmüş haliyle sistemin hizmetinde olması, kapitalist hegemonyanın çıkış aşamasında gerçekleştirilen bu yakılışlarla sıkıca bağından ötürüdür. Yakılmanın dehşetengiz travmaları, kadını Avrupa'da erkeğin sınırsız hizmetine sokmuştur.
Felsefede hazzı en yüksek değer ola- rak gören görüşe, yine Yunancada haz anlamına gelen "hedon" sözcü- ğünden türetilmiş bir kavramla hedonizm (hazcılık) denir. Kireneliler ve özellikle bu okulun kurucusu olan Aristippos bu görüşün ilk bilinçli temsilcileridir.
Serbest akademiKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.