"...Bütün yokluk mu her yer?
Bari bir "Yok!" der seda yok mu?..
Gitme, ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım:
Elemim bir yüreğin karı değil, paylaşalım!..
Tükürün, milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!
Tükürün Ehl-i Salibin o hayasız yüzüne!
Tükürün, onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyyet denilen maskara mahluku görün:
Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!
Hele i'lanı zamanında şu mel'un harbin,
"Bize efkar-ı umumiyyesi lazım Garbın;
O da Allah'ı bırakmakla olur" herzesini
Halka iman gibi telkin ile, dinin sesini
Susturan aptalın idrakine bol bol tükürün!..."
Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu,
Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu!
Bu ne hicrân-ı müebbed, bu ne hüsrân-ı mübîn
Ezilir rûh-i semâ, parçalanır kalb-i zemin!