Anahtarın kilitte dönme sesini ve ardından da kapının kapandığını duydum. Ayak sesleri usulca dairenin diğer ucuna doğru ilerliyordu. Bun, "Henry!" diye bağırdı. "Sen mi geldin?" Ayak sesleri durdu. Sonra hızla mutfağa doğru gelmeye başladı Henry mutfak kapısına kadar geldi ve orada durup ifadesiz bir yüzle gözlerini
Sayfa 162Kitabı okudu
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Reklam
Annesinin vefatını anlatıyor Şeyh İsmail Çetin Hazretleri...
Annem yatalaktı. Beni uykudan uyandırdı. Yanına vardım. Babam kendisine somya gibi bir taht yapmıştı. Benden su istedi. Testi büyük olduğundan zapt edemedim, yuvarlandı, ama yine de yarım bardak kadar su aldım, anama verdim. Lamba yanıyor, lambanın ışığında bütün dikkatiyle bana baktığını gördüm... 'Gel öpeyim.' dedi, öptü... 'He
Sayfa 41 - Dilara YayınlarıKitabı okuyor
Dünden Kalanlar, Benden Gidenler..: ''Önce, büyük büyük düşündüm. Sonra, büyük büyük yaşadım. Ne varsa, onlar aldı. Şimdi, bana – küçük / bir ölüm kaldı.'' Nasıl mıyım? Bunu bir mektup gibi farz et. Gitmesi için yazılmış ama gitmesi gerekene hiç ulaşamayacak bir mektup gibi.. Ben kaç gündür sadece dua ediyor ve yazıyorum başka
Bir çocukluk travmam daha geri döndü. Misafire 'Hoş geldin' demek. Yakın akraba, uzak akraba, konu komşu fark etmez. Eve kim gelirse gelsin odamdan çıkıp gelenlere hoş geldiniz demek zorundaydım. Demesine deriz hadi mesele değil de el öpmek gerekir mi? Öpmek istersin, "O kadar yaşlı mıyım?" diyen olur, öpmezsin, "Öpsene ulan!" diye elini zorla dudağına yapıştıran olur. Tokalaşmak için elini uzatırsın, sıkmayan olur. Elini verip kolunu kaptırdığın olur. Şapır şupur suratını yalayan olur. Ne kadar büyüdüğüne şaşıran mı istersin yoksa birbirinden gereksiz çocukluk anılarını tekrar tekrar anlatan mı? E illa ki okul durumunu soran da çıkar içlerinden. Açıköğretim okuduğunu söylersin, annen gurur yapar. Lafa girmek zorunda hisseder kendini. "Puanı şehirdışını tutuyodu da gitmek istemedi. Kendi kendine okuyor valla. Böyle koca koca kitaplar odasında, ne ders anlatan var ne bi' şey. Odasından çıkmıyo çocuk. Gece-gündüz çalışıyor bi' başına. Normal okuldan daha zor."
Aynanın karşısına ne zaman geçip kendime baksam, beni bir gülme alıyor. Diyorum ki, ne saçma insanlar ve olaylar için yormuşsun kendini. Gitmek isteyenlerin, yanımda kalmaları için uğraşmak mı dersin, kalbi olmayan insanlardan sevgi beklemek mi dersin. Kendimi açıklama yapmak zorunda olmadığım insanlara bir şeyleri anlamaları için dilimde tüy bitirmelerim mi dersin.
Reklam
80 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.