Bu gün Bazı işler ve bir kaç alışveriş için Çarşıya gitmiştim. Aldığım bir telefonla her şey iptal olunca bomboş kalakaldım. Sahilde bir kafeye oturup bir kaç çay içtim. İki caddeyi turladım ve baktım ki daha 45 dakika geçmiş. En az 4 saat daha oralardaydım. İşim yoğun olacak diye kitap da almamıştım yanıma. Hemen sorup soruşturup bir kitapçı buldum. Çünkü daha dört gündür buradaydım ve kitapçı bilmiyordum. Neyse kitapçıya girdim. İnce bir kitap alıp akşama kadar bitirmekti niyetim. Dört kitapla geri çıktım. Üstelik cebimdeki yemek paramı da kitaplara verdim. Düşünüyorum da eşimin dediği gibi kitap deyince bütün ayarları bozulan bir manyak mıyım acaba?
BİR İZMİR HATIRASI 2008 yılı Mart ayı sonları. Sektörümüzle ilgili fuarı gezmek, bir kaç şahsi iş ve ziyaret amacıyla İzmir’e gitmiştim. Sabahın çok erken saatleri Basmane’ye indim. Bilenler bilir, o saatlerde orada aç köpekler çöp bidonları etrafındadır ve bir çok kişi korkar onlardan. Caddenin karşısına geçerken irice bir beyaz köpek ardımdan gelmeye başladı. Karşıya geçince durdum. Dönüp bakınca o da durdu. Gayri ihtiyari trafik yoğun olmasa da telaşlandım. "yolda durulmaz acele et" diyerek gelmesini işaret ettim. Sanki söylediğimi anlamış gibi hızlıca yanıma geldi. Hafifçe eğilip bir kaç kere başını okşadım. Hiç bir şey demeden arkamı dönüp Alsancak’a doğru yürümeye başladım. Yaklaşık iki kilometre yürüdüm deniz kıyısında bir banka oturdum. Arkamı dönünce köpeği yine gördüm. Bir kaç metre ötede yere uzanmış bana bakıyordu. Ama ne bakış. Gözlerindeki minnet ve mutluluğu görmemek mümkün değildi. Yakın olmasa da ilerdeki çocuktan bir gevrek aldım. Yarısını önüne koyup tekrar banka oturdum. Simidi yedikten sonra Köpeğe baktım. Öylece duruyordu simit. Anladım ki onun açlığı başkaydı. Uğur UKUT
Reklam
Ömrüm de ilk defa Kadıköy'e gitmiştim. Saat daha sabah yedi sularıydı. Hiç bilmediğim bir büfeye oturdum. Çok geçmeden garson sipariş almaya geldi. -Günaydın efendim ne alırsınız ? -Ben bir kaşarlı tost alabilir miyim ? -Tabi ki , için de her şey olsun mu ? -Kaşar olmasın mümkünse. -Anlamadım diyerek şaşkın bir ifade ile yüzüme baktı. -''Ben de anlamıyorum zaten kardeşim'' diyerek yoluma baktım -İslam Baysal / Kayıp Fikirler Anatomisi
Aşık Veysel Şatıroğlu
"Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan."
Bazen yaklaşan bir karanlığı her hâli ile hissederiz. Bir huzursuzluk içimizde dönüp durur. Dışarı çıkmak için en zayıf yerlerimizi -çoğu zaman kalbimizi- deşer durur. Günlük işlerle uğraşırken bile bir sıkıntı kaplar ruhumuzu. Böyle hissederiz çünkü içten içe suçlu olduğumuzu biliriz. İşte son günlerde ben de tam olarak bu hisler içindeydim. Elişa ile son tartışmamızda ona hak etmediği şeyler söylemiş, onu beni teselli etmek için bana sahte gülümsemelerle yaklaşmakla suçlamış ve onun o doğal sevgisini nefrete dönüştürecek kadar ileri gitmiştim. Suçluydum. Elişa’yı kendi elimle kendimden uzaklaştırmıştım.
Geçmiş olsun İzmir
BİR İZMİR HATIRASI 2008 yılı Mart ayı sonları. Sektörümüzle ilgili fuarı gezmek, bir kaç şahsi iş ve ziyaret amacıyla İzmir’e gitmiştim. Sabahın çok erken saatleri Basmane’ye indim. Bilenler bilir, o saatlerde orada aç köpekler çöp bidonları etrafındadır ve bir çok kişi korkar onlardan. Caddenin karşısına geçerken irice bir beyaz köpek ardımdan gelmeye başladı. Karşıya geçince durdum. Dönüp bakınca o da durdu. Gayri ihtiyari trafik yoğun olmasa da telaşlandım. "yolda durulmaz acele et" diyerek gelmesini işaret ettim. Sanki söylediğimi anlamış gibi hızlıca yanıma geldi. Hafifçe eğilip bir kaç kere başını okşadım. Hiç bir şey demeden arkamı dönüp Alsancak’a doğru yürümeye başladım. Yaklaşık iki kilometre yürüdüm deniz kıyısında bir banka oturdum. Arkamı dönünce köpeği yine gördüm. Bir kaç metre ötede yere uzanmış bana bakıyordu. Ama ne bakış. Gözlerindeki minnet ve mutluluğu görmemek mümkün değildi. Yakın olmasa da ilerdeki çocuktan bir gevrek aldım. Yarısını önüne koyup tekrar banka oturdum. Simidi yedikten sonra Köpeğe baktım. Öylece duruyordu simit. Anladım ki onun açlığı başkaydı. Uğur UKUT
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.