“Aklımın bir türlü ermediği şeylerden biri, her ne kadar üzerine defalarca yazsam da, makul bir perspektifle yaklaşmaya çalışsam da” diye yazıyordu Steiner, “ zamanın göreleliğidir.” Steiner, toplama kampı Treblinka’da iki Yahudi’nin vahşice katledilişinin betimlemelerine de yer vermişti. “ Tam da Mehringer ile Langner’in öldürüldüğü saatlerde insan nüfusunun muazzam büyük bir bölümü, gerek iki mil ötedeki Polonez Çiftliklerinde gerekse beş bin sizleri mil ötedeki New York’ta olsun, ya uyuyor ya yemek yiyor, film seyrediyor, sevişiyor ya da dişçiye gitsem mi gitmesem mi diye dertleniyordu. Tahayyülümün sekteye uğradığı yer burası işte. İki ayrı kitlenin aynı zaman dilimindeki deneyimleri öyle farklı ki insanlığın genelgeçer hiçbir değeriyle bağdaşmıyor, aynı andaki mevcudiyetleri dahi yıllardır kafamı kurcalayan çirkin bir paradoks. Keza Treblinka kampı kurulurken neredeyse geri kalan herkesin buna göz yumması da öyle. Bilimkurgunun ve Gnostik görüşün öne sürdüğü gibi, aynı dünyada iki ayrı zaman dilimi, bir “güzel vakit” geçirilen bir de insanlık dışı olaylara tahsis edilmiş, azap dolu cehennem hayatı yaşanan iki farklı zaman kuşağı mı var yoksa ? “
Akademi hem çok büyük hem de çok avam. Ne zaman oraya gitsem, ya insan kalabalığından tabloları göremiyorum ki bu korkunç, ya da tablo kalabalığından insanları göremiyorum ki bu daha da beter.
Reklam
Ve daha sonra, yaldızlı ahşap bir Kanton heykelinin önünde (aslında geçen yüzyılda yapılmış bir kopyasıydı) durdular, heykel Marco Polo'yu şişman ve açık renk gözlü bir Çinli olarak tasvir ediyordu, başında dar kenarlıklı, basık bir şapka, ayaklarında aynırenk tahta pabuçlar vardı, ağzının iki yanına (yanaklarına doğru bükülmüş) yine siyah
Sayfa 139Kitabı okudu
Nereye gitsem, aynı aidiyetsizlik, yararsız oyun duygusu da benimle: Beni hiç ilgilendirmeyen şeylerle ilgileniyormuş gibi yapıyor; neler olup bittiğinden, nerede olduğumdan habersiz, kendiliğinden ya da iyilik olsun diye kımıldayıp duruyorum. Beni cezbeden başka bir yerdir, ama bilmiyorum neresi.
Bazen ben bu şehirde 16 yaşında hamile bir kadın olurum. Evdeki çekyata uzanır ya da masanın başına geçer ağlarım. Kocam ya eve dönmezse ! Kocam bu gece beni ya yine döverse ! Karnımdaki çocuk ölecek mi? Babama gitsem. Kurtar beni desem. Kapılar açılır mı? Silahlar çekilir, taşlarla kafama vurulur mu?
Sayfa 183Kitabı okudu
Herkesin yaşam sandığı ölümü nereye gitsem peşimde sü­rükleyip durmuşum.
Sayfa 256 - İthaki Yayınları - 3. BaskıKitabı okudu
Reklam
946 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.