Kuşlar Yasına Gider
Hoş bir kitap. Bizden, sıcak samimi geliyor insana.
Beni en çok etkileyen iki alıntıyı paylaşmak istiyorum;
"Yahu," dedi babam hıçkırıklarının arasından; "o insanların yüzleri var ya yüzleri, dağıttıkları çaydan daha sıcaktı.."
Yazarımızın babası bu cümleleri ağlayarak söylüyor. Bahsettiği kişiler ise, zor bir durumda, bir yol kenarında kalmışken yardım eden sıcak kanlı köylü insanlar.
"Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi ,gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü.”
Bunu da hep babalarının özlemini çeken yazarımız söylüyor.
248 syf.
·
Not rated
1k"da denk geldiğim ve ismiyle aklımda yer edinen kitap...
Kitapta ismine dair emareye rast gelmesem de kitapla ilgili yapılan yorumlardan birinde "dağlar kömürdendir" adlı türkünün "Burda (Şurda) bir garip ölmüş
Guşlar yasına gider." dizelerinden esinlendiğini okudum.
Kitaptski olaylar Aziz Bey"in trafik kazası
Bir baba ve oğulun ilişkisini anlatan bir hikayenin içine giriyoruz. Ama sakın öyle klasik birbirini yiyen baba-oğul ilikilerine benzetmeyin hemen. Aslında tam tersi bir durum söz konusu. Aslında tema ölüm ve hayatta kalma mücadelesi içeriyor. Kahramımız Ankara’da yaşıyor ve bu kısımlarda Ankara betimlerimini de oldukça sevdiğimi söylemem
Baba oğul ilişkisini anlatan sıcak sevgi özveri dolu bir hikaye o kadar sade berrak bir anlatımla yazılmışki inanılmaz güzel bir kitaptı ‘"Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü."
—‘’Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır’’ sözü yankılanıyor kulaklarımızda.
Hasan Ali Toptaş’ın muhteşem Türkçesiyle su gibi akıp giden bir kitap.Çok beğenerek okudum kitabı.Ankara-Denizli arası gidip gelinen yollarda, o atın her ortaya çıkmasıyla benim de yüreğim ağzımda yavaş yavaş sonu bekledim.
Tır soförlüğü yapan ve arabalara,kamyonlara çok ilgili olan Aziz bir gün bir kaza sonucu tek ayağını kaybediyor.Evde oturmak ve çok sevdiği arabalardan uzak kalmak onu çok üzerken oğlu da onu yalnız bırakmamak için Ankara’dan Denizli’ye sık sık gelip gidiyor.Babasının ölümüne kadar her daim yanında olmaya çalışan oğlu,aslında babasına olan özlemini de gideriyor bir yandan.
—‘’Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam,kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi,gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü.’’
"Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü."(32)
Kuşlar Yasına Gider kitabı kimisinin yarasına tuz basabilecek kimisinin de kanayan yarasını bir nebze durduracak bir kitap. Benim için ise bu ara çok ihtiyacım olan bir kitaptı. Evet, ihtiyacım vardı bu kitaba. Duygusallığın getirdiği arayış sonucu duyguların en dipte yaşanması ve okudukça, anladıkça düşüncenin evrilmesine ihtiyacım vardı belki de.
Hasan Ali Toptaş'ın muhteşem betimlemeleri bu kitapta da sık sık yerini alıyor. Sade ve akıcı dili duygu akışını kolaylaştırıyor, okuru etkisi altına alıyor diyebiliriz. Yalnızlıklar kitabının ardına Kuşlar Yasına Gider kitabını okuyunca "Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır." sözünü daha iyi anlıyorsunuz. Çünkü sayfalar boyunca sözün derinliği hissediliyor. Kimimiz yaşadıklarımızı veya şahit olduklarımızı okuyoruz sadece, kimimiz ise yalnızlığımıza hazırlanıyoruz bu kitap ile. Okunması gereken bir yazar ve bir eser.
Kalemine sağlık Hasan Ali Toptaş