Ortodoks sonuçlara ulaşmayan bütün araştırmaların yasaklanmasından en çok zarar gören, heretiklerin kafaları değildir. En büyük zarar heretik olmayanlara verilir, çünkü heretiklik korkusuyla zihinsel gelişimleri engellenir ve mantıkları siner. Umut vaat eden bir yığın beynin ürkek karakterlerle birleşmesinden dolayı dünyanın neler kaybettiğini kim hesaplayabilir? Cesur, güçlü, bağımsız bir düşünceyi sonuna kadar götürmeye cesaret edemez bunlar, çünkü kendilerini dinsiz ya da ahlaksız bir duruma düşürmesinden çekinirler.(...) Bir düşünür olarak ilk görevinin, aklının gittiği yere gitmek olduğunu kavrayamayan hiç kimse büyük bir düşünür olamaz.
Keith'in bir toplantı için erkenden kasabaya gittiği bir seferde, sabahtan Dorrrigo'nun odasına gelmişti. Lafladılar ve Amy ayrılacakken sarılıp öpüşmeye başlayınca yatağa düştüler. Amy'nin bacakları yatağın dışında, Dorrigo da ayakta yarı çömelmişken onun içine girdi. Amy'nin yüzüne baktı, sanki orada, hatta Dorrigo'nun farkında bile değil gibiydi. Gözleri gittikçe parlıyordu ama garip bir şekilde odaksızdı. Dudakları ancak kesik kesik nefesi çıkacak kadar aralıktı, biraz Dorrigo yüzünden biraz da sadece kendisine ait bir esrimeyle durmadan inliyordu. Yüzünün bu kadar uzaklarda görünmesi onu korkutuyordu. Sanki Dorrigo'dan asıl istediği bu yok oluş, bu hiçlikti. Sanki tutkuları, dünyadan silinmesine neden olacaktı. Sanki Dorrigo onun çok uzakta, hiç bilinmeyen bir yere gitmesi için bir araçtı; hatta bu yüzden bir an az da olsa gücendi. Şiddetle yapışıp onu içine çekmeye başlayınca kendi bedeninin de bir şekilde aynı yolculuğu yaptığını anladı.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Sana kızgın değilim...sana kızmayacak kadar seni iyi tanıyorum... Sonra seni seviyorum... Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum....Bu sevgiyi gittiğim her yere beraber götüreceğim...
Sayfa 232 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Alice: "Lütfen bana hangi yolu izlemem gerektiğini söyler misiniz?" "Bu, nereye gitmek istediğine göre değişir," dedi Kedi. "Aslında nereye gittiğim pek umrumda değil..." dedi Alice. "O zaman hangi yolu izlersen izle, fark etmez," dedi Kedi. "...bir yere varayım yeter," diye tamamladı Alice sözünü. "Ah, bundan kuşkun olmasın, kesinlikle bir yere varırsın, tabii eğer yeteri kadar yürürsen."
Bizim çadırlarımızda sandalye yoktur.Tarlada zaten sandalye yok.Biz hep yere otururuz.Bir tek Çavuş'un sandalyesi vardır.O gittiği yere sandalyesini de taşır.Bizimle birlikte kamyon kasasına oturacaksa bile sandalyeye oturur.Bizim için sandalyeye oturmak bir hayaldir.Çünkü yerler çok sert ve soğuk.Annem hep der ki"eğer bir gün zengin olursam,sabahtan akşama kadar sandalyede oturacağım."
Sayfa 80
Korkarım ki hepimiz...
“Korkarım ki hepimiz birbirine benzeyen fanileriz. Korkarım ki hepimiz, gidecek çok yolu olan ve fakat binecek hiç atı olmayan serseri süvarileriz. Korkarım ki hepimiz, kendi söylediklerinden kendi nabız atışları telaşlanan tedirginleriz. Korkarım ki hepimiz, kendi tutuşturduğu yangından korkan kundakçı ürkekleriz, koparılmış bir çiçeğe solacağını
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.