Tanburî Salâhaddin Pınar (1902-1960) çok sayıda musiki sanatçısı yetiştiren Üsküdar’da doğdu. Lise öğrenimini İtalyan Ticaret Lisesi’nde yaptı. Musikiye olan yeteneğini önce annesinin yardımıyla geliştirmiş, 1920'de Üsküdar’da bir musiki cemiyetine devam etmişti, Bu yıllardan itibaren sevilen ve tutulan şarkılarını bestelemeye başlayacaktı.
Münir Nureddin ilk solo konserini 1930'da Fransız Tiyatrosu’nda vermişti. Bu tür konserlerini son yıllarına kadar sürdürmesine karşılık, gazinolarda okumayacaktı. 1940’lı yıllarda, İstanbul Konservatuvarı İcra Heyetinde görev aldı. Uzun süre bu heyetin şefliğini yaptı. Koro yönetti.
Reklam
Bütün ünlü müzisyenler gibi üstün yeteneği erkenden anlaşılan Münir Nureddin, ilk müzik öğrenimini Kadıköy’de görmüş, Kadıköy Sultanisinde okumuş, Fenerbahçe Kulübü’nde futbol oynamıştı.
Ünlü sanatçı Münir Nureddin’in (1899-1981) çocukluk ve gençlik yılları Kadıköy’de geçti. Bu sebeple Kadıköy'le çeşitli ilişkileri vardır,
Ankara'ya gelen bir İranlı Devlet adamının şerefine ziyafet veriliyor, İzzeddin de saz heyetinde bulunuyordu. Atatürk toplantıya şeref verdi. İranlı konuk, İzzeddin'in Hafız Kemal’le yaptığı taksimi dikkatle izlemiş, onun bu ilgisi de Atatürk’ün dikkatini çekmişti. Bir ara genç Tanburî'yi yanma çağırtarak «Bizimle çalışır mısın çocuk?» diye sordu. İzzeddin kabul etti. Ata, zamanın Maarif Bakanı Reşid Galib'e, onun Riyaset-i Cumhur Saz Heyeti’ne alınması emrini verdi.
O günlerde Gazi Paşa’nın Mudanya’ya geleceği öğrenilince Halk Partisi Teşkilâtının vapurla Mudanya’ya götürdüğü Cemiyet Üyeleri, Cumhurbaşkanına takdim edilmişti. Gazi, onları Bursa'ya birlikte götürmüş verilen ziyafette bütün gece çalıp söylemişlerdi.
Reklam
Konserin parlak parçalarından biri de Münir Nurettin Bey tarafından bestelenen, Tevfik Fikret’in Bahâr-ı Terânedâr'ı idi.»
«Süreyya Paşa’nın başkanlığında teşekkül eden Şark Musiki Cemiyeti, evvelki akşam ikinci konserini verdi. Cemiyetin salonları kamilen dolmuştu. Havanın çok fena olmasına rağmen İstanbul’un ve Kadıköy'ün çeşitli semtlerinden akin akın davetliler geliyordu. Konser o kadar güzel ve muvaffak oldu ki çekilen zahmet ve yorgunluk unutuldu. 21.12,1924 tarihli Vatan gazetesi
Eski İstanbul’un Türk Musikisini öğreten, konserler veren konservatuvar görünümünde bir Darülelhan’ı, bir Darüttalim’i olduğu gibi Kadıköy’ün de kısa zamanda parlayıp sönmüş bir Şark Musiki Cemiyeti vardı.
8.11.1934 tarihli Akşam gazetesinde açıklanan görüşlerinde «Yapılacak Musiki İnkılâbından önce Türk Tarihinin incelenmesi gerektiğini, bugünkü Batı Musikisi'nin temelini oluşturan yedi gamın Orta Asya’dan Batı'ya geçtiğini -belirterek- Türkler yalnız Heptatonik gamı icat etmekle kalmamış, musiki ilim ve sanatına büyük hizmetler etmişlerdir -diyor- amaca ulaşmak için Batı Musikisi tekniğini ve nazariyatıni iyi derecede tahsil etmiş bestecilerin Türk Musikisi nazariyatını ve kaidelerini de incelemiş bulunmalarının şart olduğunu» ileri sürüyordu.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.