Kitabı okurken sanki geri sarılmış bir film izliyoruz izlenimi veriyor. Bu alenilik ve bilindik olmak kitabı çekici yapıyor ya da ben spoiler almayı seven biri olduğum için öyle gelmiştir. Bir de yazarın küçükken kendi kasabasında yaşanmış bir olay olduğunu öğrenince daha dikkat çekici hâle geliyor.
Konusuna kısaca 'namus' davası diyebiliriz. Kız kardeşlerinin namusunu temizlemek için Santiago'yu öldüren ikizler ve buna göz yuman kasabalılar... Bu tavır öyle tanıdık geliyor ki bana. Hangi milletten olursa olsun hepsinin sadece ve sadece keyfine göre davrandığı üçüncü şahıslarda görünce yaygara koparacağı şeyi kendi yaşayınca normalleştiren çok güzel hazmeden göz yuman insan yığınlarını roman da ilmek ilmek işlemiş.
Çoğu incelemede kız kardeşten pek bahsedilmemiş olması dikkatimi çekti. Benim içinse en çok kız kardeş Angelo Vicario ilgi çekiciydi ve ona odaklandım roman boyunca. Hem yazarın hem okurların konunun ana muhatabı olan kişiyi silikleştirmesi ilginç.
Bilinçsiz toplumdan farklı evliliğe, namusa verdiği anlamlar, yıllarca Bayordo San Roman'a yazdığı mektuplar... Daha göz önünede olmayı hak eden bir karakter:)
Yorulmadan zorlanmadan zevk alarak okuduğum bir kitap oldu..