“O zaman anlamış bütün gerçeği; ne yürüyormuş ne duruyor. Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir şey yani... Koşarsın koşarsın da varamazsın hani; içindeki umut , varamadığın kadar büyür. Sen bakarsın ışıltıyla. İleriye uzanırsın, uzandıkça da kolların uzar babam uzar... Gene de boşluğu avuçlarsın hep ; düşünü düş yapan boşluğu...”