Bazen kaza olduğunu düşündüğümüz şeyler yaparız, oysa onlar bir amaca hizmet eder.
Sayfa 61 - Doğan YayınlarıKitabı okuyor
"Galiba artık neyin peşinde olduğunu anlayabiliyorum. Bizzat bir Güç olmak için entrikalar çeviriyor. Madenden ve çarklardan yapılmış bir zihni var; yetişen şeylere hiç ehemmiyet vermiyor, meğerki bir an için onun işine yarasınlar. Artık onun kara bir hain olduğu aşikar oldu. Kötü şahsiyetlerle, orklarla ahbaplık kurmuş. Brm, hum! Daha da
Belki de başlangıç, güzel şeyler meydana gelinceye kadar güzel şeyler olacağını söylemektir sadece.
Sayfa 221Kitabı okuyor
"Platon'un "Devlet" kitabı bir soruyla başlar. Soru şudur; parmağına taktığında seni görünmez yapacak bir yüzüğe sahip olsan bunu ne şekilde kullanırdın? Düşün, sen varsın ama kimse bunun farkında değil. Arkandan neler söylendiğini duyabilir, gizli işler çevirenlerin ne yaptıklarını öğrenebilir, kralların sofrasında kahvaltı edip filozofların sohbetlerine katılır, herkesi ama herkesi en mahrem, en gizli hallerinde görebilirdin. Ne karşı konulmaz bir düşünce değil mi? Bu kitap da yüzüğü parmağına takanın yapacağı şeyler, insanın içindeki kötülüğe bir delil olarak gösteriliyor. İnsanın erdemli hareketlerde bulunmasının sebebinin sadece kınanmaktan korkması neticesine varılıyor. İşte Eflatun bu düşünceye karşı çıkıyor ve bu yüzüğü parmağına taktığında hiçbir gizli şey yapmayacak bir insanın olabileceğini anlatmaya çalışıyor. Hatta o, o kadar kusursuz mükemmel bir insandır ki o yüzüğü parmağına takmayı reddeder. Çünkü gizli olarak yapmak isteyeceği hiçbir şey yoktur. Görünmeyen bir adamın yapmak isteyeceği hiçbir şeyi yapmak istememektedir."
Evreni sonsuza dek kontrol edecek olan Tanrı'nın varlığı, gezegenleri rotalarında rehberlik eder ve güneşin parlamasına neden olur. Bedeninizde faaliyet gösterir, siz uykudayken sizinle ilgilenir. Bir şeyler yapmalı, artık onu kullanmaya başlamalısınız.
Sayfa 49Kitabı okudu
Söyle bana hindiba
Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar
BİR DAKİKA
Dış kapıdan çıktım. Sokağa adım atınca Gizli Yüz'ü biraz düşündüm. Bu filmleri böyle anlaşılmaz ve soğuk yapan şeyler nedir? Yönetmenin kendisi ile olan mesafesi nedir acaba... Aklıma Gülgün Hanım'ın "Zuhal Olcay soğuk birisi" deyişi geldi. "Parçalarını severim ama." Parçalarını düşündüm. "Dün gece hiç