Herşey sende gizli şiiri
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan
Yolculuk!
Uzun bir yol var önümde. Etrafı çiçeklerle çevirili bir çok ev. Her bir çiçek bambaşka duygular taşıyor. Hangi çiçek benim duygum ve hangi duygum bir çiçek kadar güzel, düşünüyorum. İlerledikçe usul usul, bir amca görüyorum karşımda. Epey yaş almış bu amcanın yüzünde, çokça yaşanmışık saklı âdeta. Gözlerinde derin hikâyeler, teninden akan terinin
Reklam
Kırık kalpler tiyatrosu
"Kırık kalpler tiyatrosu; sahnesi herkese açık bileti bir insan kadar ucuz.Fakat her seferinde karşımıza çıkan tanıdık, hayal kırıklığı yaratan berbat bir oyunculuk ve bitmek bilmeyen sürekli tekrarlanan aynı bilindik senaryo. Oyuncuların maskeleri altında hep bir yalan gizli ve tiyatronun perdesi her zaman aynı sona doğru yol alıyor. Peki, neden hala bu gösteriyi izliyoruz? Belki her seferinde umut ediyoruz, belki geçmişte yaşadıklarımızı tekrar yaşamak istiyoruz. Ya da sadece biraz eğlenmek için, kim bilir? Herkesin kendi nedenleri vardır." 𝓔𝓁𝒾𝒻.𝒯
Ben Sana Mecburum
ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur?
ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum .......... ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur? karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden yanıyor kaldırımlarda yağmur kokusu ben sana mecburum sen
Gece yazıyorum, düşüncelerim tenha, ruhum kalabalığa gebe. Ağırdır gece yaşamak, her şeyin ağırlığından daha ağır. Mola veremiyorum hiçbir satırda, en yakın duraklarda inemiyorum. Rüyaları reddedilmiş bir yolcu gibi... Kompartımanda uyuyan bir hüzünbaz. Sabrım zırhtan güçlü, koruyor varlığımı. Görünmezliği düşündüm bir an. Gizlenmek, görünmez
Reklam
"Ne vakit yaşamak düşünsem sus diyip adınla başlıyorum içim sıra kımıldırıyor gizli denizlerin hayır, başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin..."
Attila İlhan
Attila İlhan
ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin..
Gülüm (Kendimden)
Benim bahar çiçeğim ey gonca gülüm Senin yokluğundur en büyük ölüm Senden sonrası cehennem zulüm Seni kaybedersem ölürüm gülüm Fizan' dan duyulur sesim avazım Seninle başladı ömürde yazım
Sana kullanılmamış bir gök getirsem haftalar ellerimde ufalanıyor ne yapsam ne tutsam nereye gitsem ben sana mecburum sen yoksun belki Haziranda mavi benekli çocuksun ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor belki körsün kırılmışsın telâş içindesin kötü rüzgâr saçlarını götürüyor ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin..
Reklam
Her şey sende gizli...
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan
Kazanırken neyi kaybettin?
Yalnızca, ilerdeki bir hedef için yaşamak, sığ bir şeydir. Yaşamı dağın tepesi değil, eğimleri ayakta tutar. Her şeyin büyüdüğü yerdir burası. Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Robert M. Pirsig Sosyal medya paylaşımlarında denk geldiğim bir şaka var: Antik felsefe “Ben kimim?” sorusuyla başladı, insanların yaygın kişilik sorunu yaşadığı
..... Ütopya Gerçek Olabilir mi? Ütopya Eleştirisi Ütopya olarak adlandırılan ülke; herkesin el ele verip ateş çemberleri etrafında keyifle sohbet ettiği, paranın, mücevherlerin ve kaftanların değer görmediği bir topluluktur. Fakir zengin ayrımı olmadan, halkın hırsızlık veya dilenciliğin ne olduğunu bilmeyecek kadar huzur içinde yaşamasına imkân
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.