Bence okumalısın uzun diye geçme :
İnsanlık ne kadar iğrenç, kötü bir hal almaya başladı. Biz ise sadece izlemekle yetiniyoruz bunu. Eski sevgililer gelip rahatça bir kadını öldürebiliyor. Sokak ortasında, eli bile titremeden beş el ateş edebiliyor. Ya da evine gizlice girip boğarak öldürebiliyorlar. Neden yapıyorlar bunu? ‘Eski sevgilim ama beni aldattığını düşündüm. Benden ayrıldı, ben ayrılmak istemiyorum. Davranışları değişti....’ Çoğunluğu bu saçma sebepleri öne sürüyor. Ki bunlardan emin bile değiller. Biz hayatımıza, kalbimizi verdiğimiz birini ‘acaba ayrılınca beni öldürür mü?’ diye düşünerek mi alacağız. Ya da ölmemek için birini sevemeyecek miyiz? Bunların son bulması için kaç kadının daha ölmesi gerek? Biz ölmek istemiyoruz.
Karısı Firuzeye yazdığı şiir..
dön kadınım dön...
geri dön ansızın
“sensiz tadı yok ne baharın, ne kışın, ne de yazın
dört mevsim seni bekler...perme-perişan ayvazın
dön kadınım dön...
dön ansızın yeter ki dön...
güneşim ol harında yanayım
depremim ol göçük altında kalayım denizim ol dalganda boğulayım öderim ben ihanetin kefaretini yeter ki gel...kurbanın olayım
bir çığ
1980Kitabı okudu
Okumaya doyamadığım şiir
SANA YÖNELDİM
Kuluna göz verdin, “gör Beni’’ dedin,
Dil verdin, “bilene sor Beni’’ dedin,
Gönül verdin, “hayra yor Beni’’ dedin,
Gördüm, sordum, yordum, Sana yöneldim.
Nice dervişlerle, uzun söyleştim,
Kör kör bakan, kullarınla eyleştim,
İyi, kötü, ne verdiysen paylaştım,
Aldığım hisseyle, Sana yöneldim.
Bolca bolca verdin, gönül
Hiç hoşlanmam bazı seslerden, ama en çok nefret ettiğim de
Köpek havlamasıdır: Dişlerini göstererek yırtar kulaklarımı sanki .
Yalnızca tek bir köpek vardır dinlediğim çoğu kez keyifle,
Havladığında, o da komşumun eğitmiş olduğu bir köpekti:
Çünkü sevgilime havlamıştı bir zamanlar , o gizlice
Yanıma geldiğinde, ve ele vermişti sırrımızı neredeyse.
Şimdi ne zaman duysam o köpeğin havladığını, hep aklıma.
şu gelir:
Herhalde sevgilim yaklaşıyor! Ya da anımsarım beklenenin
geldiği günleri.
