Gülbahar

Gülbahar
@glbaharakyol1
Buraya umutlu günler koydum.
92 syf.
2/10 puan verdi
Tam bir hayal kırıklığı. Metin Eloğlu çokça alıntısını gördüğüm, beğendiğim, iyi bir şair olduğunu düşündüğüm, araştırdığım biriydi. Uzun süredir ilerlemeyen okuma serüvenime hız kazandıracağı düşüncesi ile okumaya başladım fakat birbiri ile anlam ve kafiye bakımından asla uyuşmayan dizelerle karşılaşmayı ummuyordum. Hoş dizeler kendi içlerinde de bir anlam ifade etmiyorlar ya! Son ana kadar belki bir dize de olsa anlamlı, dokunaklı bir cümleye denk gelirim dedim ama nafile. İki puanı şiirinde geçen ismime veriyorum. Tavsiye edilmez, vakit kaybıdır.
Ay Parçası
Ay ParçasıMetin Eloğlu · Yazko · 1983137 okunma
Reklam
113 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Kitap içeriği isminin hakkını veriyor gerçekten. Her şiirde, her sayfada yalnızlığın tanımı yapılmış. Her kavramın bireylerde oluşturduğu düşünce, hissiyat farklıdır. Bu kavram soyut bir kavramsa şayet "tanım yapmak" doğru bir kullanım olmaz sanırım. Edebi açıdan bakıldığında bilindik kurallara göre yazılmış, mükemmel şiirler olmayabilir. Fakat kelimelerin özenle seçilip yan yana getirilişi ve şiirlerin hikâyeleştirilerek okura sunulması damakta ayrı bir tat bırakıyor. Okurken yalnızlık üzerine felsefik düşüncelere dalabilirsiniz. Yazarın da dediği gibi "Kimileri düşer yalnızlığa, kimileri yükselir." Kimileri kendine o kadar çok yetiyordur, başkasına o kadar ihtiyacı yoktur ki yalnızlığı nimet olarak sayar. Kimileri o kadar çok yalnız kalmıştır ki hücreye kapatılmış idam mahkumu gibi giyotinin önüne getirilmeyi bekler, en azından öldüğü gün yalnız olmayacaktır. Velhasıl kelam tavsiye edilir.
Yalnızlıklar
YalnızlıklarHasan Ali Toptaş · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20034,002 okunma
76 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Umay okumaya güzel bir eseriyle başladığımı düşünüyorum. Kitap, ceza evindeki Atilla isimli birine mektup tarzında yazılarla başlıyor.
Her Şeyin Sonundayım
Her Şeyin Sonundayım
ın küçük bir nüshasını okuyor gibi hissettim. Duygular çok yoğun bir şekilde okura geçiyor. Atlamalı anlatım biraz yorsa da altı çizilecek çok cümle var. Tavsiye edilir.
Bütün Güzel Çocuklar Şüpheli
Bütün Güzel Çocuklar ŞüpheliUmay Umay · Altıkırkbeş Yayınları · 20172,099 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
200 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Okurken inanılmaz sıkıldığım kitaptır. Henüz yazarın hiçbir kitabını okumadığım için yazarla duygusal bir bağım yoktu. Sürekli ev değiştiren, işleri ters giden bir adamı okudum sadece. Kitabı okumadan önce kapaktaki sayılar çok dikkatimi çekmişti. Kapı numarasından ibaret olduklarını bilseydim felsefik düşüncelere kapılmazdım. Tam anlamıyla tanımadığınız yazarların anı kitaplarını okumamanız tavsiyemdir.
Kış Günlüğü
Kış GünlüğüPaul Auster · Can Yayınları · 2012691 okunma
90 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Okumadığımız kitaplar olmasına rağmen kitaplığımıza yeni yeni kitaplar ekliyoruz. Bu bile bize bir yük gibi gelirken kitaplığımızda 20.000 kitap olduğunu düşünelim. Kitapların kapladığı yer dışında onların korunması da oldukça önemli. Ve bu korumayı yapamayan kitap aşığı, en büyük aşkının yok olma tehlikesi ile nasıl başa çıkabilir? Kitaplara bu kadar tutkulu bir aşk besleyen, tüm gününü kitaplarla geçiren birinin sonu nasıl olur sizce? Kitapların nasıl daha verimli okunacağına, duygusunu nasıl daha iyi hissedeceğine dair argümanlar yaratmış birini okuyoruz. Bazı kitapların mum ışığında, bazı kitapların klasik müzikle okunması gerektiğini öğreniyoruz. Kimimiz kitap cümlelerinin altını çiziyor, yanlarına notlar alıyoruz. Kimimiz ise kitabın hiçbir yerine tek bir kalem darbesi vurmuyoruz ama tutkumuz ortak: kitap okumak. Kişilere, hayvanlara ya da belli bir mekana duyulan aşkı okumuşuzdur. Şimdi de kitaplara duyulan aşkı okuyalım. Tavsiye edilir.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,3bin okunma
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Leyla ile Mecnun dizisini bilirsiniz. Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra kitabının alıntısını o dizide duyduktan sonra Barış Bıçakçı'ya merakım başladı. İyi ki merak duymuşum. Türk edebiyatının muhteşem yazarlarından birini tanımış oldum. Okuyunuz... İki çocuğunu ve eşini terk edip giden babanın geride bıraktığı kalıntılarını okuyoruz. Türkan Hanım o kadar güçlü ve sarsılmaz ki insanı şaşırtıyor. Çocuklar ise kendi içlerine kapanık, etraflarına kabuk örmüş, sürekli babalarının kendilerinden sonraki yaşamlarını düşünen iki hayalperest. Bu kardeşlerden biri- Başak- intihar ediyor. Başak'ın intiharını, intiharından öncesini, sonrasını, zaman kavramı olmadan ve çeşitli kişilerin ağzından öyküler biçiminde okuyoruz. Başak bir süre yere paralel gittikten sonra insanlara hiçbir şey anlatamayacağını, insanların kendisini anlayamayacağını düşündüğü için intihar etmiş tahminimce. İnsan ilişkilerinin önemini özellikle pandemi döneminde oldukça hissediyoruz. Anlamak, anlaşılmak duygusunun insan hayatında ne kadar önemli bir yer kapladığını kitapta belirgin bir şekilde görüyoruz. Altını çizeceğiniz çokça cümle bulunuyor. Tavsiye edilir.
Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra
Bir Süre Yere Paralel Gittikten SonraBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20202,529 okunma
125 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Kitap muazzam 5 öyküden oluşuyor. Son zamanlarda yazılmış olan öyküleri okuyunca; insan, şehirleşmenin getirdiği ve herkesin kendi yaşamına odaklandığı bir hayatta sosyal olarak yaşamanın ne kadar zor olduğunu anlıyor. Her insan aslında 2 ruh halinden oluşuyor. Biri kimseyle -kendiyle dahil- paylaşmadığı ve etrafını kalın bir kabukla çevrelediği ruh hali; diğeri ise çevresine ve hatta kendisine dahi olmak istediği kişiymiş gibi yansıttı ruh hali. İkinci ruh hali çok sıradan, çok robotik, çok duygusuz, çok mükemmel... Tıpkı şehir yaşamında ve sosyal medyada gördüğümüz gibi. Son zamanlarda yazılan öykülerde de okuduğumuz üzere ve karantinanın bize kattığı zamanı, birikmişliği ve yalnızlığı da göz önünde bulundurursak; bu zamanlarda insanlar iki ruh halini de tamamen ortadan kaldırıp insanlarla asgari düzeyde iletişim kurarak kalın kabuklarının içine sakladığı ruh halini fark etmeye, benimsemeye ve o ruh halini sindirip kabullenmeye çalışıyor. Etrafına bilmeden sardığımız kalın kabukların içerisindeki ruh, bir şekilde dışarı çıkmaya çalışıyor. Bu bir kedinin miyavlamasıyla, yetiştirilmiş olan bir bitkinin filizlenmesiyle, rüyada görülen birinin mezarına gitmek ile açığa çıkıyor. Toprağından kolayca sökülüp alınabilecek köksüz bir mantar gibi olan yaşamımız; bize bu iki ruh halini harmanlayıp, iki ruh halinin de bize ait olduğunu, hem insanlarla sosyalleşip hem de olmamız gereken kişi değil de olduğumuz kişiyi yansıttığımız insanlara, sıcak bir mekana ve sadece ama sadece kendimize ayırabileceğimiz vakte ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Köklerimizi salabileceğimiz bir toprağın olması dileği ile... Tavsiye edilir.
Nohut Oda
Nohut OdaMelisa Kesmez · Sel Yayıncılık · 20186,8bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bir solukta okunacak kısacık bir kitap. Ama bu kısalığın içine şair göğü, yaşamı, ölümü, doğayı, siyaseti, dini, geçmişi büyük bir incelik ve duygu yoğunluğu ile anlatıyor. Dili bu kadar sade olup da anlatmaya çalıştığı bu derece derin olabilir mi bir şairin? Kelimeleri bir araya getirişinde bile fırça darbelerinin izi var. Kitap kapağında yazıldığı gibi: "Sepehri, resimleriyle şiir yazar, şiirleriyle resim yapar." Bir şair, okuyucusunun ruhunun bam teline ancak bu denli başarılı şekilde dokunabilir. Bir zambağa "siz" diyen şairlerin artması dileği ile... Tavsiye edilir.
Suyun Ayak Sesi
Suyun Ayak SesiSohrab Sepehri · Pan Yayıncılık · 20081,140 okunma
155 syf.
9/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Kabuk Adam, Aslı Erdoğan ile tanışma kitabım. Yazarın oldukça sade ve anlaşılır bir dili var. Buna karşılık cümleleri uzunca ve özenli seçilmiş kelimelerden oluşuyor. Yazarın hayatının bir bölümüyle kitaptaki kadının Karayipler macerası uyuşuyor. Kim bilir belki Kabuk Adam gerçekten vardır. :) Kitap; yaşamış olduğu çeşitli olaylardan dolayı hayatı yaşamaktan -aslında hemen hemen her şeyden- korkan, kimseye güvenemeyen, yaptığı işi sevmeyen, kısacası bunalımda bir Türk bilim insanının gönüllü mahpusluğunda karşılaştığı bir adamın yazarımızın içine ayna tutmasıyla içsel dönüşümünü anlatıyor. Eminim ki okuyan herkes romanda kendine ait bir şeyler bulacaktır. Çok sevdiğim, etkilendiğim ve bana oldukça benzeyen kitapla karşılaştığım için çok mutluyum. Kitapta altını çizeceğiniz çokça cümle bulunuyor, kaçırmayın derim. Tavsiye edilir.
Kabuk Adam
Kabuk AdamAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20184,358 okunma
95 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Kitaptan melankoli, kasvet, katran karası bir karamsarlık akıyor adeta. Yazar kitabı sadece gölgesi için yazdığını söylüyor. Gerçekten de öyle. Gölge; varlığın kanıtı, yalnızlığın damgası, anlaşılamama durumunun imzası... Kitabın başında bulunan biyografide de bahsedildiği gibi yazar Kafka'dan etkilenmiş. Öyle ki Kör Baykuş'u okurken Dönüşüm'ü okurkenki hisleriniz tekrarlanıyor. Kitap buram buram metafor kokuyor. Sürekli afyon çeken sarhoş bir adamın sanrılarını mı okuyoruz yoksa kitapta bin parçaya bölünmüş yazarımız duygularını, keşmekeş düşüncelerini bir olay üzerinden mi anlatmaya çalışıyor karar veremiyoruz. Kitap boyunca kalemliklere nakşettiği resimdeki kişilerin aslında kim olduğunu, bir şişe şarabın, bir vazonun, hatta kasabın koyununun metaforik karşılığını arayıp duruyoruz. Selvi ağacının altında duran kamburu çıkmış, sol işaret parmağı ağzında yaşlı adamın kayınpederi, bu yaşlı adama mor nilüfer sunan gözleri kutsal birer taşmış gibi anlatılan ölü kadının ise şıllık - karısına böyle hitap ediyor- olduğunu düşünüyorum. Mezar kazmasına yardım eden, kutsal gözlerin resmedildiği vazoyu veren, insanın tüylerini diken diken eden çarpıcı ve kuru gülüşlü kişinin ise karısının yattığı adamlardan biri olan ıvır zıvır satıcısı olduğunu düşünüyorum. Fakat bu düşünceler okuyan kişinin olaya nasıl baktığına göre değişir. İkinci okuyuşumda bile anlattığı olayı ve kişileri farklı nesnelere benzetebilirim. Depresif olunmayan bir zamanda okunması tavsiye edilir.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,5bin okunma
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Yazının zamana meydan okuyuşuna hayranım. M.Ö. 1800'lü yıllarda Babillilerin en büyük tanrısı Marduk'un 50 ismini insanlara öğretmek için yazdıkları tabletleri 21.yüzyılda okuyabiliyoruz. Apsû ve Tiâmat'ın yarattıkları tanrıların seslerine dayanamaması sonucu Apsû sinirlenir ve yarattığı tanrıları yok etmek ister. Fakat Tanrılardan biri olan Ea, Apsû'yu öldürür. Refaha kavuştuğunu zanneden tanrıların, Kingu'nun Tiâmat'ı kışkırtması sonucu intikam gütmeye başlayan Tanrıçanın başlattığı savaşla rahatı bozulur. Tiâmat'ın ve yaratmış olduğu canavarların karşısına çıkmaya kimse cesaret edemez. Ea'nın oğlu Marduk Kader Kitabı'nı almak şartı ile Tanrıların öncüsü olup, Tiâmat ile savaşıp Tanrıça Tiâmat'ı yok eder. Vücut parçaları ile yeri, göğü, dağları, Fırat ve Dicle'yi yaratır. Herkesin geleceğini belirleyen Kader Kitabı elinde olan ve kazandığı savaşla tüm Tanrılardan daha üstün ilan edilen Marduk, Tanrıların rahat etmesi için insanları yaratmaya karar verir. Savaşı çıkaran ve Tiâmat'ın sevgilisi olan Kingu'nun bedeninden insanları yaratır. Enuma Eliş, insanlar arasında okunması ve bilinmesi talimatı ile sona erer. Mitoloji severlere tavsiye edilir.
Babil Yaratılış Destanı
Babil Yaratılış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,383 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Türk edebiyatına öyküleri ile kazınmış olan Rasim Özdenören'in ilk ve son romanı. Benimse okuduğum ilk eseri. Yazar, Türk edebiyatına olan hayranlığımı hatırlattı. Esasında roman da iki ayrı hikâyeden oluşuyor. Umutsuzluk ve umutsuzluğa rağmen bir bekleyiş içinde koca bir ömrünü sadece gül yetiştirerek geçirmiş, seksenli yaşlarda, evinden çıkmayan, halkın gözüyle derviş olarak "sessiz protestosunu" sürdürüyor. Bir farkındalıkla aslında yıllar boyu rahatsızlık duyduğu hiçbir şeyi değiştirmediğini, daha kötüsü değiştirme eğilimi dahi göstermediğini sezinliyor. Diğer tarafta ise gün içinde sıkça karşılaştığımız arkadaş gruplarından yalnızca biri anlatılıyor. "Kimin eli kimin cebinde belli değil!" diye tabir ettiğimiz, Batı'ya benzeme çabası içerisinde, ana dilini dâhi konuşmaktan aciz bir grup. Bu grupta yine bir umutsuz var. Kendini evine hapseden dervişimizin aksine Sitare, kalabalık içinde yalnızlaşan bir karakter. Etrafındaki tüm olayları kendisi başarmışçasına anlatması sebebiyle romanın başında kendisinden nefret etmiştim. Fakat alelade yazılmış bir karakter olamaz. Günümüzde hepimizin yaptığı gibi tüm o büyük umutsuzluklarına rağmen kalabalığa karışıp basit biri görünerek kendince kalkan oluşturmuş. İnsanlar tarafından anlaşılamamış iki karakterin de son durumuna şaşırmamakla birlikte çok etkilendim. Tavsiye edilir.
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,9bin okunma
664 syf.
10/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Charlotte Bronte'nin şaheseri... Kitaba nasıl bir inceleme yazsam acaba diye sabahı sabah ettim. Yine de kitabın mükemmelliğini ve Jane Eyre'den ne kadar etkilendiğimi anlatacak cümleler kurabileceğimi düşünmüyorum. Charlotte Bronte, Bronte ailesinin üçüncü çocuğu. Çok küçük yaşta annelerini kaybeden Bronte kardeşler, kısa süre teyzelerinin
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Koridor Yayıncılık · 202031,5bin okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
Dikkat sürprizbozan içermekte! Aperatif Kitap'tan okuduğum bu modern klasik, İş Bankası'nın aksine 2 bölümden oluşuyor. İlk bölüm kitaba da adını veren Rahel karakterini anlatıyor. Peygamber Yakup'un uğruna yedi yıl kölelik yaptığı, Peygamber Yusuf'un annesi, ablası Lea'nın kuması: Rahel. Tanrı'nın öfkesini yönelttiği kutsal şehir Kudüs'ü Tanrı'nın gazabından korumak için yine Tanrı'ya yalvaran, merhamet dileyen Rahel. O bir anne ve gelecek nesiller için Tanrı ile hesaplaşıyor. İkinci bölüm toplum tarafından dışlanmış, "Ölü Kafası" diye alay edilen Ruzena Sedlak'ı anlatıyor. Bu şekilde alay edilmesinin sebebi ise burnunun olmaması. Kasabaya sekiz saatlik uzaklıkta, bir kulübede yapayalnız hizmetçilik yapan Rahel üç kişi tarafından tecavüze uğramasının ardından bir çocuk dünyaya getirir. Neyse ki "lanet"i çocuğa geçmemiştir. Hayatına anlam katan ve sadece kendisine ait olan bu canlı devletin kayıtlarına geçmesiyle avuçlarından yavaş yavaş uzaklaşır. Artık genç bir adam olan Karel savaşta askerliğe çağrılır. Hayatının anlamı, yalnız olmadığının kanıtı çocuğunu askere göndermeyip saklayan Rahel'in yakalanmasıyla bölüm sona erer. Kelimelerle anlatılamayacak kadar etkilendim. Kısacası ilk bölümde Tanrı'ya yalvaran bir anne, ikinci bölümde ise çocuğunun tutsaklıktan kurtulması için halka yalvaran bir başka anne görüyoruz. En yakın zamanda İş Bankası'ndan çıkan baskısını da okuyacağım. Tavsiye edilir.
Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor
Rahel Tanrı'yla HesaplaşıyorStefan Zweig · Aperatif Kitap · 201919,7bin okunma
224 syf.
2/10 puan verdi
Açıkçası ne tür bir kitap okuduğumu anlayamadım. Biyografik bi tür değil, tarih değil... Yazar kitap boyunca hanedan üyelerini temize çıkarmaya çalışmış anlamsız bir şekilde. Bu düşüncemde yazarın katıldığım seminerindeki konuşmaları da etkili olmuş olabilir. Ben kitabı okumaya başladığımda Abdulhamid'in meşhur üstün zekâsını, yıkılmakta olan bir ülkenin başkanlığını yapmanın ne kadar zor olduğunu vs okumayı umuyordum. Yazar daha ziyade hanedana yakın bildiği bütün isimleri kitaba aktarmış. Abdulhamid öldükten sonra başında Kur'an okuyan kişinin ismi bile verilmiş. Kitapta değinilen (değinilen diyorum çünkü sadece ama sadece ana hatlarıyla anlatılmış) işgaller, isyanlar, sözleşmeler ise sadece birer sayıdan ibaret. MEB'in ortaokul kitaplarında bile daha ayrıntılı, anlaşılır ve kronolojik olarak verilmiş. Zamanınızı Osmanlı'nın son dönemini daha iyi anlatan bir kitapta harcayın derim. Tavsiye edilmez...
Sürgün
SürgünAbdülhamid Kayıhan Osmanoğlu · Motto Yayınları · 201768 okunma
251 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Uzuuun bir okuma süreci oldu. Kitabı tavsiye eden kişiler her bilgi düzeyindeki kişilerin okuyabileceğini, zor bir kitap olmadığını söylemişlerdi. Bence hiç öyle değil. Lisede ezberlediğimiz formülleri evrendeki olaylarla anlatmaya çalışmış Stephen Hawking. Örneklerle, parantez içi cümlelerle anlatımı ne kadar desteklese de anlattığı konular gözle görülecek olaylar olmadığı için şahsen anlamakta zorlandım. Görelilik kuramları, parçacık kuramları gibi sadece ezbere bilinen şeyleri yazı ile aktarmak, anlatmaya çalışmak elbette zor. Kitabı okuduğunuzda her bilgiyi öğreneceğinizi düşünerek okumayın, benim gibi hayal kırıklığına uğrarsınız. Barış Gönülşen'in başarılı Türkçeleştirmesi de olmasa boş bir okuma yapıyor olacaktım sanırım. İlgililerine tavsiye edilir...
Zamanın Kısa Tarihi
Zamanın Kısa TarihiStephen W. Hawking · Alfa Yayıncılık · 20179,5bin okunma
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Ne kadar okursam okuyayım sıkılmayacağım bir konu: savaş. Savaş sırasında cephede yaşananlarla ilgili çok fazla film izlemiş, kitap okumuşuzdur. Savaşın diğer bir yüzünü de üç oğlunu ve eşini savaşa göndermiş; gelini ile yokluk, yalnızlık, özlem ve umutsuzluk ile savaşan bir kadın, bir anne anlatıyor. Her ne kadar insanlar bizi bıktırıp kendi türümüzden nefret etmemize neden olsa da yaşamak için insan insana muhtaç. Yaşamak için tutunacak şeylere ihtiyacımız var. Güzel ve anlamlı bir kitaptı. Tavsiye edilir.
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,8bin okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Jack London'ın en bilindik eserlerinden biri olan Vahşetin Çağrısı'nda sevgi ile büyütülmüş, sıcak iklimde yaşayan oldukça büyük ve güçlü bir köpeğin kuzeyin soğuk ve vahşi yaşamına zorla atılması anlatılıyor. Kapitalizmin esir almış olduğu dünyamızda hepimiz birer Buck'ız aslında. "Sopa kimdeyse kanun onun elinde." Sopayı tutanların insafına kalmış yaşantımız. İnsafsız, iş bilmez bir kişi tutuyorsa sopayı Buck'ın ifade ettiği gibi; gördüğümüz günlerden, aldığımız soluklardan daha yaşlı oluruz. Sopayı insaflı ve işin ehli biri tutuyorsa tıpkı Buck'ın John Thornton'a beslediği gibi bir sevgi ve bağlılık besleriz. Ve umarım biz de günün birinde Buck'ın fark ettiği gibi o sopaları tutanların aslında çok da güçlü olmadığını fark edip kapitalizmden sıyrılabiliriz. Bir oturuşta okunup bitirilebilecek, okuması oldukça keyifli bir kitaptı. Tavsiye edilir.
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Sis Yayıncılık · 201432,5bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Dünya klasiklerinden bir kitap olduğunu bilmesem bile bu kitaba dünya klasiği derdim. Ölümsüz bir kitap yazmış Balzac. Kitabın çevirmeni Tahsin Yücel'in de kitabı Türkçeye kazandırmasındaki başarısını atlamamak gerek. Paris'in sosyal yaşamını etkili bir dille anlatan kitap, şehrin pek de sosyete olmayan bir sokağındaki pansiyonun sakinleri üzerinden ilerliyor. Hukuk okuyan üniversiteli gencin zengin ve üst düzey bir sınıfta yaşamak istemesi serüvenini ve Goriot Baba isimli pansiyonerin kızlarına taparcasına sevgisini anlatıyor. Buğulu gözlerle okunan kitapta sevgiyi, sevginin ölçüsünü ve sevilecek kişileri sorgulamamak elde değil. Mükemmel bir kitaptı. Tavsiye edilir.
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · Can Yayınları · 201815bin okunma
531 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yeraltı edebiyatına yabancı olan ben için sıradışı bir kitap. Öncelikle yazarın dilini övmek istiyorum. Büyük bir önyargı ile başladığım kitaba yazarın dili sayesinde tutundum. Kitaplarda kurallı cümleler görmeye alışkınız. Ama Hakan Günday devrik cümleyle sanat yapmış bence. Devrik cümlelerin çokluğu anlatımı sekteye uğratmıyor aksine ahenkli bir
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202227,1bin okunma