Emine

Emine
@gllemine
Kimdin sen, bu kadar kırılmadan önce...
Sabitlenmiş gönderi
"Ama bil ki bütün yaptıkların, yargısına uğrayacaktır Tanrı'nın."
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Hatice, dedim. Ben Leyla'yım, dedi. Ürperdim. Yol kayboldu. Ay sustu. Rüzgar bütün yapraklardan çekildi. Yalnızlık işte, dedim. Yok, dedi, sevmek arzusu. Bir tek ölüler yalnızdır. Bir daha ürperdim. Gülümsedi. Su gülümsedi. Kedi kalbime yürüdü. İnsanlar, dedim, konuşmuyor, dinlemiyor Herkes bir top pıtrak ötekinin ağzında. Korku, dedi.
Sayfa 19
İyi ki yazmışım diyorum ben de. ... iyi ki gaz lambasının duvarlara çizdiği o büyülü resimlerin zamanında büyümüşüm. İyi ki devrim düşüncesi beni insanların acılarına ve rüyalarına getirmiş. İyi ki Ömür Hanım, o büyük yalnızlıkta elimden tutmuş.
Sayfa 15

Reader Follow Recommendations

See All
Bütün hayatım güzel geçti, çünkü beni bugüne getirdi.* bu sözde, insanın kendi emeğine gösterdiği saygıyı, kendini sevme güzelliğini, başka hayatlarla kurduğu ilişkinin büyüklüğünü, dünyadaki yerinin biricikliğini bize duyumsatan büyülü, dingin bir hayat bilgisi bulurum. Belki de sessizce kendime bir pay çıkarırım. Bazen tuhaf bir kederle, en başa gidebilseydim, derim. Sonra gölgeli bir gülümsemeyle, yaptıklarımı daha büyük bir hazla bir daha yapardım, der susarım.
Sayfa 15
Oysa gözlerin ne diyorsa doğru, diyecektin. Gamzelerin diyecektin, dünyanın bütün güneşli pencereleri. Bu hülyalı zaman diyecektin, kirpiğin kirpiğe değmesi kadar. Parmaklarının rayihası, sesinin gökbahçesi, kulak memelerindeki kandil, kâküllerindeki uykulu arzu, göğüslerinin nazlı gölleri, bacaklarından akan ırmak, ağzının serçe kuşları, teninin atlas uykuları... ben seni sevmek istiyorum, diyecektin, diyemedin. Güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. Yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. İnsan sevmezse dünya bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. Her vazgeçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin. İnsan bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya, diyemedin. ...
Sayfa 10
Reklam
Şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme! Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa.
Sayfa 9
İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya inandığın o yitik cennet değil. ... Bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. Saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler... kalabalık, tanrısından büyük!
Sayfa 9
Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. ...
Sayfa 9
Bir gün asfalt obalarda yürüyen bir abdal gelip, insanın anlamını tüketiyorsun, dünya seninle başlamadı, seninle de bitmeyecek, diyene kadar, cehennemine dua etmeyi sürdürecek.
Sayfa 8
Başkaları kalmadı. Onu göklere çıkaran, yerlere gömen aşkın deliliğinden de kurtuldu. Zaman sadece kendisi. Başka hayatlar kalmadığı için başka hayatlardan ara ara kalbine yürüyen o tuhaf endişe de, üzüntü de yok. Anlamanın azabından kurtuldu. Sadece inanıyor. Öyle bir hiza buldu ki kendine, o güzelim, biricik hikayesi, önce tuhaf bir can sıkıntısına, sonra da yalnızlık korkusuyla herkesten yapılmış bir yalana döndü.
Sayfa 8
Reklam
Kimsenin kendine ait bir zamanı yok. Kimsenin kendi acısı yok, anısı yok, rüyası yok, arzusu yok. Herkes koronun en ortasında en yüksek sesi çıkarmak için çırpınıyor. Oraya nasıl geldiğini bilmiyor. Oradan nereye gideceğini bilmiyor. Kalabalıkla birlikte o da bağırıyor. Tek zamana indirgenmiş bir bellek. Yapıştırma bir gülümseme. Eğreti. Anlamsız. ... Şükür can sıkıntısı da kalmadı. Diplerde bir boğuntu duygusu, azıcık boğazına doğru yürüyecek olsa, hemen yanındakinin eliyle onu tekrar diplere itiyor. Evinden daha kutsal bir huzurun içinde. Evi, kalabalığın tam ortasında. Kalabalık, evinin tam ortasında.
Sayfa 7
Aklımın dur dediği yerlerde duramadım Söylenmemiş sevgilerde Açılmamış şarapların tadı var Geceler senden önceydi Şafağı gördüm sende Tutkulu duyguların yansıyan ışığıydı Parlayan gözlerinde Yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara Her zaman hep sana yöneldi duygularım Aklımın dur dediği yerlerde duramadım Yasaklar davet gibi çağırdı olmazlara Çıkmazlar sokağında hep seni sabahladım Olmazı olur sandım Yoruldu umutlarım Tutku, duygularımın yansıyan ışığıdır Parlayan gözlerimde
Yıldız Kenter
Yıldız Kenter
112 syf.
·
Not rated
Cengiz Han'a Küsen Bulut
Cengiz Han'a Küsen BulutCengiz Aytmatov
8.5/10 · 15.7k reads
Mutluluğun da mutsuzluğun da kökü birdir. Birine sahip olduk, şimdi ötekini göğüslemeye hazır olalım.
Bazıları insan hayatının önemli olduğunu sanıyorlardı... ne laf ya! Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insandır. Yakılacak insan olmazsa soba söner. Sönen, yanmayan sobanın da hiçbir yararı yoktur. Ama öte yandan bu insanlar da devlet olmadan yaşayamazlar. Sobayı tutuşturan, yakan onlardır.
413 syf.
·
Not rated
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov
8.4/10 · 45.7k reads
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.