Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Gülsüm
Gülsüm
@glsmek
35 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Akıcı ve kusursuz bir dil ile anlatılan sürükleyici bir Çehov eserii... başladığınız gibi bitiyorsunuz. Sadece 2 saatte kendinize yeni bir şeyler katmak istiyorsanız okuyun derim.
Çehov bir taşra kasabasındaki akıl hastanesinde soylu bir aileden gelen hasta İvan Dmitriç ile Doktor Andrey arasındaki felsefi çatışmaları bize aktarıyor. İvan Dmitriç orada kalmalarının adaletsizce bulduğunu ve buradan çıkması gerektiğini söyler. Fakat Andrey ona örnekler vererek isterse yaşadığı yeri mükemmel bir yer gibi hissedebileceğinin mümkün olduğunu söyler. Dimitriç buna karşı çıkarak doktora acı çekmeden kendisini anlayamayacağını söyler ve öyle de olur. Andrey akıl hastası olduğu gerekçesiyle mesleğinden kovulur. Ardından Dmitriç 'in bulunduğu koğuşa götürülür ve o zaman orda yaşayanları anlayabilir. Birkaç gün sonra bu duruma daynamayarak ölür.
Kitabı alır almaz okumak istedim. Uzun zamandır okumak istediğim fakat bir türlü alıp okuyamadığım bir kitaptı. O kadar büyüleyici bir eserdi ki etkisinden çıkmakta zorlandım.
Olaylar henüz küçük yaşında Uğultulu Tepeler'e davetsiz misafir olarak gelen Heathcliff ve Catherina çevresinde gelişiyor. Onların bitmek bilmeyen sevgisi, hırsı, bencilliği yalın bir dille bize aktarılıyor.
Kitapta mutlu mesut bir çiftin aşkına yakından tanık olacağınızı asla düşünmeyin. Ben az çok sonunu tahmin ederek almıştım. Fakat asla beklemediğim olaylar oldukça kitabın sonunu tahmin edememeye başladım. Başta karmaşık gelen aile ağacı sizi korkutmasın ve okumaya devam edin. Asla pişman olmayacağınız bir eser. Favori kitaplarımın arasına girdi bile.
Sınav için sadece özetini okumuştum. Çok beğendim ve kitabını okumaya karar verdim. Sonunu bildiğim halde hiç sıkılmadan okudum diyebilirim. O dönemin özelliklerini , insanlarını iyi bir biçimde anlatıyor.
Genel olarak kitabın vermek istediği mesaj yazarında belirttiği gibi "Son pişmanlık fayda etmez" dir. Günümüzde her önüne gelenin kitap çıkarması nedeniyle kötüleşen kitap piyasası varken ilerleyebilmek için bu gibi edebi eserlerin okunması gerektiğini düşünüyorum.
Okur Takip Önerileri
Kiabı herkesten duyduğum için okumak istedim. Kitap seçimlerine güvendiğim arkadaşlarımın da tavsiyesiyle okudum diyebilirim.
Yalın yormayan bir anlatımı var. Beğendim ama herkesin abarttığı kadar bir kitap olmadığını düşünüyorum. Bazen hevesle okuyup, dersler aldığım oldu. Bazen bitse artık dediğim anlar.
Konuyu şöyle özetleyebilirim. Bir çobanın üst üste gördüğü rüyalar sonucunda hazinesini bulabilmek için piramitlere doğru yola düşüşüdür. Okunabilir fakat dediğim gibi bazı yerler çok sıkıcı gelebilir.
Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna kitabından sonra her kitabını okumak istedim ve 2. Sıraya değirmeni koydum. Değirmen bizlere 16 tane farklı öykü sunuyor. Kimilerinin içeriği diğerlerine göre biraz sönük kalıyor. Ama bu diğer hikayelerin önemini daha çok arttırıyor. Akıcı bir dil ile hemencecik bitirilecek ve tekrar tekrar okunmak istenecek bir yapıt.
Ben en çok kitaba adını veren Değirmen öyküsünü sevdim. Asıl sevginin sadece kalbi vermekle olmayacağını çok güzel anlatmış.
Sevdiğimize sadece kalbimizi vermek yerine onun için bir şeylerden vazgeçebilmeliyiz. Öyküde vazgeçildiği gibi.Öykünün sonunda o kadar mutlu oldumki anlatamam.
"Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekala, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o? Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?..."
