Allah'ı tanımak ondan başka kim ve ne olursa olsun her şeyden daha iyidir...
*
Allah'ı bilmek...
Bunu anlatabilmek için önce bilmenin ne olduğunu anlamamız lazım...
es-Suyûtî, Kur'ân-ı Kerim'i tefsir edebilmek için müfesserin ihtiyaç duyacağı ilimleri sayarken bunlar içerisinde nahiv ilminin önemini şöyle dile getirmektedir :
"İrâbta müşterek müfredâtın açıklanabilmesi için ilim bilinmesi gerekir; zira irâbın değişmesiyle manalar da değişir. O halde irâbın üzerinde kurulmuş terkiplerden maksadın ne olduğunu anlamak için irâbı bütün yönleriyle bilmek kaçınılmaz olur."
İbn Haldûn Mukaddimesi'nde "önem bakımından, lisan ilimlerinin en başında nahiv ilmi gelir, çünkü fiil, fail, mübteda ve haber gibi unsurlar bu ilim sayesinde bilinir. Aksi takdirde bir şey ifade olunamaz" demektedir.
Rivayete göre, Halife Ali b. Ebî Tâlib (ö.41/661) nahvin kurucusu olduğu söylenen Ebu'l-Esved ed-Duelî (ö.67/686)'ye gramerde yapılması uygun olacak taksimat hakkında bilgi verir ve ilave eder : (أُنْحُ هذا النَّحْوَ : Bu yolda yürü!) Bundan dolayı yeni ilim nahiv adını alır.
•el-Cevheri (ö.393/1003) :
Nahiv, arap kelâmının irabıdır.
•İbn Cinnî (ö. 392/1001)
Nahiv kelimesini (نَحَوْتُ نَحْوًا : bir yere yöneldim) örneğinde olduğu gibi "yönelmek" anlamında kullanıldığını belirttikten sonra bu tür bir yönelişin bir ilim dalına hasredilmiş olduğunu söyler ve ıstılahi manasını:
"Tesniye, cem, ismi tasğîr, izâfet, nisbet, terkîp, vs. gibi durumlarda irâbı kullanarak Arap kelâmının bir kısmına yönelmek demektir. Bunu yapmaktaki gaye ise, Arap olmayanların bunu öğrenerek, kök olarak her ne kadar Arap olmasalar bile fasih bir dille Araplara katmalarını sağlamaktadır."
•es-Sekkâkî (ö.626/1229)
"Nahiv, Arap dilinde cümlenin unsurlarının birleşmekerinin durumu hakkında bilgi sahibi olmaktır."
•eş-Şerîf el-Curcânî (ö.816/1413)
Nahiv ilmine, ¹"İrâb, bina ve diğer yönleriyle Arapça terkiplerin yapısının bilinmesine yarayan kurallar ilmidir."
²"Arap dilinde yapılan cümlelerin doğru olup olmadığını belirten bir prensipler ilmidir."
³"Nahiv, kelimelerin i'lâl yönlerini inceleyen bir ilim dalıdır."
•el-Hadrâvî Muhammed b. Yahyâ b. Hişâm el-Hazrecî
"Nahiv, Arap dilindeki kelimelerin ve sonlarının değişimindeki ölçüyü bilmektir."
•İbn Usfûr Alî b. el-Muvaffak el-İşbîlî (ö.669/1270)
"Arapça'nın cümle yapısını inceden inceye araştırılmasıyla tespit edilen ve cümle yapısını meydana getiren parçaların hükümlerini (nelerden meydana geldiğini) bilmeye ulaştıran ölçülerle çıkarılmış bir ilimdir."
"yön, yol ve kasıt, yöntem, tarz, metot"
mast. : yönelmek, kastetmek ve bir yana meyletmek.
Dilbiliminin bir alanı olarak dar manada "gramerin sentaks kısmı" anlamına gelir.
Arap dilcilere göre nahiv 2 kısma ayrılır:
1. Fiilin kökü ve çekimleri, isim ve sıfatların meydana getirilişleri, bunların çoğul ve müenneslerinin yapılışları vb. konuları ihtiva eden ve kelimelerin şekilleriyle ilgili olan ilmu's-sarf, ilmu't-tasrif, kelime bilgisidir.
2. Kelimenin sentaksı, ilmu'n-nahv, cümle bilgisi demektir.
.....cahiliye dönemindeki basit ve şuursuzca gerçekleştirilen dil çalışmalarını bir tarafa bırakırsak, İslâm'ın zuhurundan beri Kur'an yoluna bağlı ilimler üzerine yapılan; Kur'an ve hadislerin yazılması, âyet ve hadislerdeki garip kelimelerin Hz.Peygamber tarafından açıklanması, Hz.Peygamberin vefatından sonra sahabeden bazılarının Kur'an ve Hadisi anlamak için Arap şiirine müracaat etmesi ve İbn Abbas gibi bazı dilcilerin Kur'an ve hadisteki garip lafızları açıklayıcı çalışmalara yönelmesi, nihayet bu Ebu'l-Esved tarafından Kur'an-ı Kerim harekelenmesi ve Nasr b. Âsım veya Yahya b.Yamer tarafından hareketilerin noktalanması, yine Ebu'l-Esved tarafından ilk gramer çalışma başlatılması önemli dil çalışmalarıdır.
Hz.Ebubekir ve Hz.Osman Dönemlerinde bir araya getirilip yazıya aktarılan Kur'an Emeviler Döneminde el-Haccac b. Yusuf'un (ö.95/713) isteği üzerine Ebu'l-Esved ed-Du'eli tarafından harekelenmiştir.
"Eğer siz, hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder; yerinize günah işleyip tevbe eden, sonra da kendilerini affedeceği bir toplum getirdi."
(Müslim, Tevbe, 9)
İnsan, yavaş öğrenen, sık yanılan, başarısı çok sayıda dış faktöre bağlı olan, aciz ve zayıf bir varlıktır.
Bizi güçlü, dayanıklı ve kıymetli kılacak olan şey, samimiyetimiz ve bir şeyleri daha doğru yapma yönündeki ısrarımızdır.
Bir Doğu bir de Batı dilini öğrenmeye muvaffak olanlar için, hem de Doğunun hem de Batının kapıları ardına kadar açılacaktır.
Birbiriyle mücadele ve etkileşim içinde olan bu iki kutbu, kendi dillerinden izleyebilmek imkânı, içinde yaşadığımız şu dönemde iddia sahibi bir Müslüman gencin ufkundaki hedeflerden biridir.
Bir Müslüman, geniş İslam coğrafyasını adımlarken, şu beş noktayı bilhassa gözüne kestirmeli :
1. Buhara ↬Semerkant
2. Kudüs
3. Kahire
4. Balkanlar
5. Endülüs
Bu 5 bölge İslam tarih ve medeniyetinin harmanlandığı, yoğurulduğu, şekillendiği ve başka coğrafyalara aktarıldığı nirengi noktalarıdır. Öncelikle buralar görülmeli, ayrıntılı bir biçimde gezilmeli, hazmedilmeli ve sindirilmelidir. İyi bir tarihi okuması eşliğinde bu 5 coğrafyanın akla ve gönle nakşedilmesi, Müslümanca bir seyahat için olmazsa olmaz bir başlangıçtır.
Buralara dair vazife yerine getirildikten sonra, diğer şehirler ve ülkeler kendiliklerinden sıraya girecektir zaten.
1. Seyahat, her şeyden önce, insana Allah'ın gücünü ve kudretini hatırlatır.
2. Seyahat insanın şükrünü arttırır.
3. Seyahat, bilgimizi ve birikimimizi arttırır.
4. Seyahat zorluklarıyla bizi olgunlaştırır.
5. Seyahat taassubu ve sabit fikirliliği ortadan kaldırır.