“Hayatta rastlantı diye geçiştirdiğim şeylerin aslında bir anlamı olduğunu tiyatroda öğrendim. Hem oğlumun hem babasının yazar olmak istemesi basit bir rastlantı degildir.
Otuz yıl sonra burada Öngören’de oğlumun babasıyla karsılaşmadı rastlantı değildir. Oğlumun da, tıpkı babası gibi babasızlık acısı çekmesi rastlantı değildir. Tiyatro sahnelerinde yıllarca ağladıktan sonra, hayatta içtenlikle ağlayan bir kadına dönüşmem rastlantı değildir.”
Bütün bunların dışında efsanelere kitaplardan alıntılara ne kadar diline dolarsan hayatının geri kalan döneminde onları anlatırsan sonunun onlardan farklı olmaması elde değildir çıkarımı doğruluğunu kanıtlar.
İşte hayatlarını ele alan bu efsaneler Rüstem ile Sührab,Oidipus ile annesi, Hazreti İbrahim ile oğlu..
Kırmızı Saçlı Kadın, Babası ve Cem…
Cem ile oğlu Erdem…
İşte onlarda dillerinden hiç düşmeyen efsaneler gibi oldu…