GENET: Söylesenize bana, siz, ahlak kesen adam, başkalarının yarasını deşerek ne peşinde koşuyorsunuz? Giacometti Godot'yu Beklerken'in antraktında neden kalktı gitti? Ha! Hiç kendinize sordunuz mu, en ünlü piyesinizin ortasında dostunuz neden böyle çekip gitti?
Reklam
Bazen o son anın geldiğini hissederim, her şeye rağmen…
VLADIMIR: Uyuyor muydum ben başkaları acı çekerken? Şu anda uyuyor muyum? Yarın uyanınca veya uyandığıını sandığımda, bugün hakkında neler söyleyeceğim? Hava çığlıklarımızla dolu. Ama alışkanlıklar duyarsızlaştırıyor insanı. (Estragon'a bakar.) Bana da bir başkası bakarak, uyuyor diyor. Kendisinin de uyuduğunun farkına varmadan uyuyor, hiçbir şey bilmiyor. Uyusun bakalım diyor, benim için. Böyle devam edemem. Ne dedim ben?
VLADIMIR: Pozzo! Pozzo! ESTRAGON: Adının Pozzo olduğundan emin misin? VLADIMIR (kaygıyla). Bay Pozzo! Buraya gel! Bir şey yapmayacağız sana. ESTRAGON: Başka isimler denesek. VLADIMIR: Ölüyor galiba, maalesef. ESTRAGON: Eğlenceli olur. VLADIMIR: Ne eğlenceli olur? ESTRAGON: Başka isimler denemek, art arda. Vakit geçer, er geç doğrusunu buluruz. VLADIMIR: Adı Pozzo diyorum sana. ESTRAGON: Anlarız şimdi. Bakalım. (Düşünür.) Habil! Habil! POZZO: İmdat! ESTRAGON: Bir defada bildim! VLADIMIR: Bu konu bıkkınlık vermeye başladı. ESTRAGON: Belki ötekinin adı da Kabil'dir? Kabil! Kabil! POZZO: İmdat! ESTRAGON: Bu adam bütün insanlık!
hepimiz deli doğarız, bazılarımız öyle kalır.
Reklam
VLADIMIR: Kulaklarımızda hâlâ çınlayan imdat çığlıkları bütün insanlığa dönük! Ama burada, zamanın bu noktasında insanlık biziz. Hoşumuza gitsin gitmesin. Bunun değerini bilelim, çok geç olmadan!
Estragon: Burada olması gerekirdi. Vladimir: Kesin geleceğini söylemedi. Estragon: Ya gelmezse? Vladimir: Yarın tekrar geleceğiz. Estragon: Ve sonra öbür gün. Vladimir: Belki . Estragon: Ve devamında da. Vladimir: Aynen... Estragon: Gelene kadar.
Estragon başını kaldırır. Birbirlerine uzun uzun bakarlar, sanki bir sanat eserine bakarmış gibi. Sonra bir ileri bir geri ilerleyip, bir geri dönüp başlarını yana eğerek, titreyerek birbirlerine sarılıp kucaklaşırlar. Sonra birden birbirlerinden ayrılıp birbirlerinin suratlarına vururlar. Kucaklaşma biter . Estragon bırakıldığı için birden düşecek gibi olur.
ESTRAGON: Daima bir şey buluruz, değil mi Didi, bize varolduğumuz izlenimini verecek? VLADIMIR: Evet öyle, büyücüyüz biz.
Reklam
Bir saniye geçmiyor bakıyorsun bir pislik yerine başkası gelmiş.
ESTRAGON : İnsan biliyorsa eğer. VLADIMIR : Sabretmekten yılmaz. ESTRAGON : Ne beklemek gerektiğini biliyorsa. VLADIMIR : Endişeye mahal yoktur. ESTRAGON : Sadece bekler. VLADIMIR : Artık alıştığımız gibi.
HAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAH
POZZO: Oturmak istiyorum, ama nasıl becereceğim bilmem. ESTRAGON : Yardımcı olabilir miyim? POZZO : Belki bunu benden rica etseniz? ESTRAGON : Neyi? POZZO : Oturmamı. ESTRAGON : Faydası olur mu? POZZO : Sanırım. ESTRAGON : Hadi bakalım. Oturun, efendim, rica ediyorum. POZZO : Yo yo, dünyada olmaz. (Bir an. Alçak sesle.) Biraz ısrar edin. ESTRAGON : Hadi ama, böyle ayakta durmayın n'olur, soğuk alabilirsiniz. POZZO : Öyle mi dersiniz? ESTRAGON : Elbette. Kesinlikle. POZZO : Şüphesiz haklısınız. (Oturur.) Işte oldu!
Resim