Yüzüme senin kaçamak bakışında, Öyle bir şey var ki söze gelmez; … Saçlarımı taradım, toparladım ortalığı; Çay demledim senin için, İçimde bir terminal kalabalığı. Senin çıplak gövdene bakmak, Her seferinde apansız Karşıma çıkan bilmediğim bir sokak. … Yeni ölmüş birinin gözlerini örter gibi, Siyah uzun saçlarından Usulca geçirdim üzgün elimi. Su aydınlıktır sevgilim, Bir boyut kazandırır döküldüğü yere; Gözlerin kadar parlak ve derin. … Bugünden öptüm yarın için seni. Sen aklıma düşünce bir rüzgâr Duyarım dolar içime Ve göğsümde bir pencere hızla çarpar. …
Ama artık katlanamadığım bu acı, göğsümde sıkışan bu yalnızlık içimde durmak, dinmek bilmeyen bu ıstrap beni yakıp tüketirken bana yaşamam için bir sebep vermeleri gerekiyordu. Neden ölmek istemiyordum ben, heden hâlâ hiçbir anlamı olmayan bu yaşama tutunmak istiyordum?
Reklam
Göğsümde bir yanardağ kıvranıyor Rüveyda.
kime ne kadar kırıldıysam, kime ne kadar sinirlendiysem aslında en çok kendime zarar verdiğimi fark ettim. herkes kendi keyfinde, hayatlarına devam ederken sırtımda koca bir kambur ve göğsümde koca bir alev toplu ile hayata ayak uydurmaya çalışmak en çok kendime haksızlıkmış. Affedememek, kanserin son evresi gibi, öyle ağır, öyle yorucu
Feryadım bazen bir şarkı Bazen de göğsümde sancı
İnsanları hummalı baharlar olarak tanımlamak Ve bu yüzden göğsümde dakikalar İnce parmaklar halinde geziniyor Konvoylar geçiyor meşelikler arasından
İsmet Özel
İsmet Özel
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.