Om Mani Padme Hum
Önce gözlerim açık, sonra kapalı, Om mani Padme hum eşliğinde renkler arasında geziniyordu zihnim… Kollarımın, dans edercesine gökyüzüne uzanıp, oradan avuçlarımın arasına kattığım ışığı, göğsümde birleştirerek kalbime kondurduğum, göğsümde birleşen avuçlarımın yeniden ayrışarak, sol ve sağ kolumun usul hareketleriyle, avuçlarımdan yeryüzüne bırakılan rahmet gibi ritmik bir salınışa karışmasıydı. Çabucak alışmıştım buna. Pek de sevmiştim, renklerin eşlik ettiği bu ahenk arasında kaybolmayı…
Mutluluğun yüreğimizde parlayan bir güneş olduğunu söylemişti. Güneş her şeyi mutlulukla aydınlatıyordu. Eğer bu doğruysa her şeyi güzelleştiren şey göğsümde pırpır eden yüreğimdi...
Reklam
"...seni benden ayıran şu ince fistan gel atalım urbaları üstümüzden et ete sarılalım, anadan doğma kavuşmadık yerimiz kalmasın, güzel göğsün göğsümde, dudakların ağzımda susalım, sessizlik ve sırdır ötesi.."
Sayfa 319 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Kalp Allah'ın mülküdür Göğsümde atınca senin mi sandın
Öldürdüler 15 TKP'liyi Karadeniz'de
Göğsümde 15 yara var! Sarıldı 15 yarama kara kaygan yılanlar gibi karanlık sular! Karadeniz boğmak istiyor beni, boğmak istiyor beni! kanlı karanlık sular!!! Saplandı göğsüme 15 kara saplı bıçak. Kalbim yine çarpıyor, kalbim yine çarpacak!
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Birisi uyudu göğsümde Hiç ölmedim böyle ömrümde...
Reklam
Bak tamam senin de canın yanmıştır da ben göğsümde yedi tane bıçağın yan yana itidalli bir biçimde çevrildiğini hissettim. Bak sana veda etttim ama, arkamı döndüğümde ayaklarımın altından dünya geçti, ben durdum. Bak gittim ama yetmiş yedi katlı bir binadan yere çakılıp, ölmedim.
Sayfa 63 - GregorKitabı okudu
Ellerim cebimde Gözlerim ufukta Mahşeri kalabalığı düşünmekte beynim Içimde bir sızı Göğsümde amansız bir acı selam durmakta geçen günlerimize Hâlâ dönmeyecek mi devran Gelmedi vakti serhıldanın Hani o eski günler
“Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum Gelmiş dayanmışım demir kapısına seydanın Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum..”
Göğsümde tıkanır sesim, Yok yaşamağa hevesim; Ben bir dermansız bîkesim, Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Sayfa 23 - hayykitapKitabı okuyor
Reklam
Ah, sesimle titretebilseydim yürekleri! Neden yanıyor bu yararsız ateş göğsümde, Ve yazgı neden vermedi bana Söylevcinin müthiş yeteneğini? Ey dostlar! halkın ezilmediğini görecek miyim bir gün Ve köleliğin düştüğünü çarın işaretiyle, Ve sonunda doğacak mı yurdumun üzerinde Güzel şafağı bilginin ve özgürlüğün?
Sayfa 10
Yürüyüş yapınca sakinleştim. Aşık olunca saldırganlık gibi bir yan etki oluyor. O da iki türlü oluyor. Seni kaybetme veya sana zarar verilmesi ihtimallerinde. Bugün ikisini de yaşadım. Beyaz kod konusunda yanında olmak isterdim bugün. Yürürken de düşündüm. Hani bir kitap vardı ya yürümesem yazamazdım diye. Ben de yürümesem kısa sürede sakinleşemezdim. Karar verdim ki senin yumuşak, incitmeyen sevgin varken kötüye gitme hakkım yok. Daha fazla çaba sarf etmeli ve senin beni sevmenin keyfini sürmeliyim. Seni sevmenin de kıvancını göğsümde taşımalıyım.
Bir Gül için bin dikeni göğsümde taşıdım, kanımla besledim. Ellerim parçalandı, kırıldım, paramparçayım ne hale geldim üstelik Gül de solmuş. Bu dünyada tek bir Gül görmeye ne hevesim kaldı ne tahammülüm.
Deveden kervansaray filden köprü olsaydı İnsan denen merteğe ustalık mı kalırdı Sağdan bir nefes gelip içimize dolsaydı Lime lime göğsümde hastalık mı kalırdı Hasta ol da gör dostum dostların çoğu sahte Birinde Batı sahte birinde Doğu sahte
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.