Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

g

g
@gokukya
...yekpâre, geniş bir ânın, parçalanmaz akışında*
144 okur puanı
Temmuz 2015 tarihinde katıldı
240 syf.
10/10 puan verdi
Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın direniş! Yüksel Akkaya Cumhuriyet’in Hamalları: İşçiler adlı kitabında üzerinde az çalışılmış bir alan olan Osmanlı İmparatorluğu döneminden Erken Cumhuriyet dönemine, Çok Partili Siyasal hayattan sendikalaşma oluşumuna dek işçilerin neler yaşadıklarını, nelerle karşılaştıklarını bize göstermeyi amaçlamıştır. Bu eser,
Cumhuriyet'in Hamalları İşçiler
Cumhuriyet'in Hamalları İşçilerYüksel Akkaya · Yordam Kitap · 20213 okunma
Reklam
408 syf.
8/10 puan verdi
Şevket Süreyya’nın doğduğu, büyüdüğü dönem oldukça kritik bir zaman zarfına denk geliyor. Osmanlı’nın yıkılış dönemine doğmuş olan yazar, ii.Meşrutiyet’i de görüyor, Osmanlıcılık akımını da Türkçülüğü de. Bu gelişmeleri bizatihi kendi yaşamış olan birinden okumak, o değişen hisleri ve duyguları, evrilen fikirleri o günlere şahit olmuş birinden
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,502 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitabın tamamının Rousseau’nun daha kalın bir eserinin yalızca bir bölümü olduğu kalmış dimağımda. Şu an size kaynak gösteremiyor olsam da bu kitabın içerisinde yazarın kendi, o eseri yayımlamaktan vazgeçtiğinden bahsediyor fakat dediğim gibi sayfa aralığı veremeyeceğim size. •İlk toplumların ortaya çıkışı, bir arada yaşamayı düzenleyişleri, egemenin doğuşu, devlet, kölelik, halk gibi kavramların ortaya çıkışını, gelişini, ve bu kavramların dayanaklarından bahsediyor Rousseau bizlere. Devlet kavramına girilince de Roma’dan bahsetmeyi ihmal etmiyor. Modern devlet kavramlarına da yer veriliyor Toplum Sözleşmesi’nde. Ben kitabı fazlasıyla beğendim, aslında önyargılıydım bu tarz kitaplar bazen sıkıcı olabiliyor biliyorsunuz fakat gerçekten hiç sıkılmadım, keyifle okudum. Her cümlesi fazlasıyla bilgi ve anlam yüklü olduğu için ince bir kitap olmasına rağmen dolu bir kitap. Bu yüzden yalnızca yönetimle ilişkili kişilerin değil hepimizin okuması gerektiğini düşünüyorum çünkü Rousseau’nun da kitapta açıkladığı gibi, Demokrasi rejiminde egemen millettir, bu yüzden bizler her an her şeyi denetlemeli; her yeni uygulamanın, her yeni değişimin takipçisi olmalıyız.
Toplum Sözleşmesi
Toplum SözleşmesiJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
152 syf.
·
Puan vermedi
Bu okuduğum ikinci Sevgi Soysal kitabı, diğeri öykü, Yürümek de roman olarak adlandırıldıysa da ben yazarın iki türde de aynı teknikleri kullandığını düşünüyorum. Bunu Yürümek üstünden biraz açmak istiyorum. Kitapta alışık olduğumuz, romanlarda genellikle kullanılan teknik yok. Bir olay nerede başladı, ne şekilde ilerledi bilemiyorsunuz. Yazar
Yürümek
YürümekSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20121,174 okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
Asıl karakter hangisi tam emin olamasam da iki ana karakterimizin isimlerini vererek başlamak istiyorum yazıma, Nermin ve Tuğde. Asıl karakterin hangisi olduğuna karar veremiyorum çünkü roman Nermin’in dilinden yazılsa da Tuğde olmasa bütün o çağrışımlar, hatırlamalar olmayacaktı. Karar vermeyi diğer okuyanlara bırakmak istiyorum. • Bir
Yüksek Topuklar
Yüksek TopuklarMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 20173,024 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap Ataç’ın seçme denemelerinden oluşturulmuş bir kitap. Kitabın son sayfalarında Raşit Çavaş Ataç’tan şöyle bahsediyor: Şiirde başarılı olamayacağını kısa zamanda fark ederek tiyatro ve edebiyat eleştirileriyle deneme alanına yöneldi. Ancak eleştirilerindeki “öznelci” anlayışını özellikle yazarlığının ilk yıllarında ısrarla savunan bir yazar olması, onu “eleştiri”den çok “deneme”ye yaklaştırdı. Ataç’ın, eleştiriden denemeye, öznelcilikten sanatsal yaratıcılığa tüm bu gidiş gelişleri, yaradılışındaki “sanatçı olma“ tutkusundandır. İçinde bir “ukde“ halinde duran şiir yazma düşünce ve dileği, bir iki denemeden öteye geçememiş, oyun yazma girişimleri de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Hal böyle olunca ortaya hepsi birbirinden güzel ve içtenlik dolu denemeler ortaya çıkmış. Samimi sözcüğünü kullanmak isterdim lakin yazar bu kelimeden pek haz etmiyor; mesele ondan bahsetmek olunca da bu kelimeyi kullanmamaya, yazara saygısızlık etmemeye dikkat etmeliyim. Denemeler hakkında sizler neler düşünüyorsunuz bilemeyeceğim ama ben oldukça seviyorum. Başka birinin, bir yazarın sizin hissettiklerinizi hissetmiş olup bunu doğru kelimelerle, güzel bir paragrafta kullandığını görmek anlatılması güç bir duygu benim için. Aynı fikirlerde, görüşlerde birleşebilmek beni mutlu eden bir durum. Eğer sizde bu düşüncedeyseniz, deneme okumaya başlamalı ya da ağırlık vermelisiniz. Ee denemeye başlayınca da Nurullah Ataç okumamak olmaz bence, siz de Ataç okumaya seçme denemelerle başlayabilirsiniz.
Gene Yalnızlık
Gene YalnızlıkNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2022707 okunma
76 syf.
10/10 puan verdi
“Zaman zaman kendimi bağdaştırdığım dış dünya ile giderek zayıflıyor bağlantılarım. Kalkacak bir trene binerken, beni artık içinde bulunduğum ülke, gideceğim kent, ineceğim istasyon, bindiğim tren ve kompartımandaki insanlar pek ilgilendirmiyor.” diyor #tezerözlü Kalanlar’da. Bizler de düşünmeye başlıyoruz, Özlü ölümü düşlüyor, ölümü özlüyor... Ama yanılıyoruz. Zira aynı kitabın bir arka sayfasında da “Yanımda bir canlının yatmasını neden bu kadar istediğimi şimdi daha iyi duyuyorum. Yaşamaya belki de her şeyin bittiği bir yerde başladım. Ya da kendi yaşamıma inanmıyorum. Ya da kendi varoluşum yetmiyor bana. Yanımdaki bir tene değip, yürek atışlarını duyabildiğimde, yaşamın gücünü algılıyorum.” diyor Tezer Özlü. Bu da bana durumun olaylarla, ilgili değil de insanlarla ilgili olduğunu düşündürüyor. Tabii böyle düşünmeme büyük bir ölçüde yazarın cümleleri neden oluyor. İnsanlarla içine girmiş olduğu ilişkiler duygu durumunu şekillendiriyor, tabii her insan gibi... Fakat bazı yazarlar böyle değildir, onlar ölüm özlemi çekerler, ölümü düşlemek için doğmuşlardır adeta-ironik bir cümle oldu ama öyledir bu, Heraklitos’un diyalektiği gibi- Özlü de üstünkörü baktığımızda bize bu izlenimi veriyor bence ama sonradan öyle olmadığını anlıyoruz; aslında ben böyle olmadığını düşünüyorum. Okuduklarımdan yaptığım çıkarımlar böyle düşünmeye iteliyor beni. Ama konu Tezer Özlü olduğunda yapabileceğimiz tek şey hep yanılmak olacaktır...
Kalanlar
KalanlarTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20196,2bin okunma
147 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle bu kitap Foucault’nun kaleme aldığı bir yapıt değil. Bu metin, Foucault’nun 1983 sonbahar döneminde Berkeley’deki California Üniversitesi’nde verdiği dersin band kayıtlarından derlenmiş. Benim bu kitabı seçme nedenim ise ince olmasıydı. Foucault okumayı çok istediğim bir düşünürdü fakat okumamı daha başlardan almalı ve direkt içine
Doğruyu Söylemek
Doğruyu SöylemekMichel Foucault · Ayrıntı Yayınları · 2005457 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
Aylak Adam’da birkaç sayafaya konu olan karakterlerin bile adı varken baş karakterimizin adı yok. Kitapta ondan C. diye bahsediliyor. C. ikili ilişkilerinde, toplumda, aile yaşantısında aradıklarını bulamamış biri. Her yeni sabahta, her sokakta, oturduğu bir pastanede sürekli onu aramakta. Öyle ki Yusuf Atılgan C’yi konuşturmaya “Birden
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960,1bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
Yaşamın Ucuna Yolculuk, Tezer Özlü’yü daha yakından tanımak adına ve onun hayata nasıl bir pencereden baktığını, aslında yaşamı nasıl gördüğünü anlamak için önemli bir kitap. Bu kitabı okuduğunuzda, kitabın arka kapağında Tezer Özlü’ye neden Türk edebiyatının “gamlı prensesi” dendiğini de kavrıyorsunuz. Çünkü aslında Tezer Özlü hiçbir sosyal statünün, hiçbir kurumun, hiçbir cinsiyetin, hiçbir yaşantının sınırlandıramayacağı ve kendisini içine alamayacağı biri. Bu demek istediğim şey aslında şu; bu kadın egzistansiyalizmin ve nihilizmin ne olduğunu da anlamaktan öte, bu düşünceleri bir nevi yaşatan, var olmasını sağlayan yazarlardan biri. Bu tarz yazarlar mevcut evet... Fakat Tezer Özlü’nün biçeminden midir, bir kadın oluşundan mıdır bilmem ben kendimi ona daha yakın hissettim diğer yazarlara nispeten. Kitapta pek çok cümlede kendimi Tezer Özlü’ye daha da yakınlaşırken hissettim, sanki bir cümleden diğerine geçerken aslında ona bir adım daha yaklaşıyordum. Ve biliyorum ki bu kitabı birden fazla kez okumakla ancak azaltabilirim bu mesafeyi, fakat asla kapatamam. Size de söyleyebileceğim şu ki, Eğer Kafka, Camus, Pavese-ki kendisi bu kitapta Pavese’den sıkça alıntı yapıyor- Oğuz Atay gibi yazarları okumayı seviyorsanız bir de Tezer Özlü’yle tanışmalısınız.
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna YolculukTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 202112,1bin okunma