10 Haziran saat 18.30'da İsrail radyosu savaşın bittiğini ilan etti. Birleşmiş Milletler ateşkes ilan ettirmişti. İsrailliler Mısır hava kuvvetlerini daha havalanamadan ilk gün yok etmişti. Batı Şeria , Gazze şeridi, Mısır'daki Sina Yarımadası , Suriye'deki Golan tepeleri, Doğu Kudüs ve Eski Şehir'i ele geçirmişlerdi. Köylüler ağlıyor birbirine sarılıyorlardı, başımı masaya dayadım ve gözlerimi sakladım. Arap radyo istasyonlarının hepsi yalan söylemişti....
Sayfa 195Kitabı okudu
Bu arada Lübnan’da denenen “Sedir devrimi” ABD ’nin doğru hamleleri kendince yaptığının delilidir. Eski Lübnan Başkanı Hariri’nin öldürülmesiyle tetiklenen organizasyon bize yine Gürcistan,Ukrayna, Kırgızistan seçimlerini hatırlatır. Suikast sonrası gerek Lübnan’da gerekse dünya kamuoyunda boy hedefine getirilen Suriye ilk şoku atlattıktan sonra karşı hamlelere girişir.
Suriye’deki Baas partisi Soğuk Savaş’ın ABD tarafından Ortadoğu’daki son kırıntısı olarak değerlendirilir. Lübnan iç savaşı sonrası Hafız Esad Suriye’nin güvenliği ekseninde Lübnan ile
Golan Tepelerinin kontrol etme hareketleri İsrail’in yukarıya
doğru çıkışlarıyla engellenir.
Sayfa 79 - IQ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK
Peki sonra ne oldu? (2)
Peki sonra ne oldu?
İsrail ile Filistin veya Arap devletleri arasında bu zamana kadar 7 tane önemli savaş yaşandı. Bunlardan dört-beş tanesinde galip geldi. Tabii bu galip gelme olayları tartışmalıdır. Ben uluslarası kabul gören sonuçları yazdım. İşte listesi:
1948 Arap-İsrail Savaşı: İsrail kazandı. İsrail'in kuruluşu sonrasında, Arap ülkeleri
Süleyman Sina Çelik
@SSCelik
·06 Nisan 2023 22:13
Sonrasında İngilizler Araplara karşı sözünde durmadı. Araplar da ortada kaldı. Filistin'deki Yahudi topluluğundan oldukça rahatsız oldular. 1920 yılında Nabi Musa adı verilen ayaklanmalar oldu. Daha sonrasında iç savaşlar falandır filandır. Yahudileri Filistin'den çıkaramadılar. Yahudilere hem İngiliz hem de Fransızların desteği vardı. Bütün bu araştırmaları yaparken aklıma Türkiye'nin bağımsızlık savaşı geldi. Bizim yaptığımız, Arapların yapamadığı şey buydu. Orada Yahudilere karşı organize bir şekilde hareket edemediler. Çünkü zaten İngilizlerin mandası altındaydılar. Yakın zamana da gelmek isterim ancak bu yazıyı bir buçuk saattir yazıyorum. Size kısaca özet geçeceğim.
...Tüm bu gelişmelerden sonra onların, mantığın gücüne değil, gücün mantığına inanan bir toplum olduklarını gördük.
Çünkü onlar bu toprakları sahiplerinden zorla aldılar. Onlar, devletlerini bu topraklar üzerinde kurmak suretiyle millî vatan hayalini gercekleştirdiler. Bunlarla yetinmeyen yahudiler, kurdukları bu devlete yine güç kullanarak Golan, Kudüs ve Batı Şeria gibi yeni toprakları eklediler.
Daha önce Arapların, Müslümanların ve dünyanın gözleri önünde Lübnan'ı işgal ettiler. itrail, Arap ve uluslararası toplumun kendi isteği doğrultusunda hareket etmelerini sağlayarak önce Filistin Direniş Hareketinin Beyrut'tan çıkarılmasını istedi. Nitekim istediği de oldu.
Bununla yetinmeyen itrail, mülteci kamplarındaki savunmasız Filistinlilere gündüz gözüyle saldırıp onları katletti.
itrail bu katliamlara her gün yenilerini eklemektedir...
Sayfa 94Kitabı okudu
Yahudilerin Tarihi kitabının yazarı şöyle diyor:
"Hiç süphe yok ki, Davud hakkında söylenenler, bilhassa İsrail ülkesinin onun döneminde en geniş sınırlarına ulaştığı bilgisi tamamen yanlıştır. Söylenenin aksine Davud, ne Nil ile Firat arasındaki bölgeye ne de Kenan ülkesine tam bir otorite kurabilmiştir. O, dağlık alandan ibaret Doğu Filistin'de bile hakimiyet kuramamıştır. Tarihi deliller, İsrail'in, hangi dönemde olursa olsun üzerinde hâkimiyet kurmuş olduğu bütün toprakların eski asırlara ait olmadığını kanıtlamaktadır. İsrail, üzerinde hakimiyet kurduğu bu topraklara içinde bulunduğumuz yüzyıl sahip olmuştur. İsrail, Filistin topraklarının tamamıyla Golan Tepelerini, Güney Lübnan'ı ve Sina bölgesini ilk kez 1967 yılında ele geçirmiştir.
Sayfa 48
IKI DARBE ARASINDA TÜRK DIŞ POLITIKASI 1971-1980 HÜNER TUNCER
5 Haziran 1967'de İsrail hava kuvvetlerinin Mısır'ın hava üsleri
ne saldırısıyla başlayan Arap-İsrail Savaşı'nda, İsrail kuvvetleri,
Kuneitra kenti dahil olmak üzere Golan bölgesine egemen olmuş
ve Ürdün askerlerinin Batı Şeria ile Kudüs'ten geri çekilmesini
sağlamayı başarmıştı. Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin 22 Kasım
1967 tarihli ve 242 sayılı kararını desteklemek suretiyle, İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesini istemekle birlikte, İsrail'in güvenlikli ve kabul edilmiş sınırlara sahip olma hakkını da tanımıştı. (SYF 86)
Golan Tepelerindende Sürgün
1878 onlar için en az 1864 kadar zor bir sene olmuştu; yine köyler yıkılıp aileler parçalanmıştı. Sonunda kendilerini
Balkanlar'dan da beter bir yerde Suriye'de; Arapların, Bedevilerin ve Dürzilerin tam ortasında buluvermişlerdi. Şam'ı Kudüs'e bağlayan Golan Tepeleri Çerkeslerin ikinci sürgün toprağı olmuştu.
Sayfa 134 - İletişim Yayınları
