Filozof Diogenes'in ününü duyan İmparator İskender tanışmak için onu sarayına çağırır. İmparator salona girdiğinde herkes ayağa kalkarken o yerinde oturmayı tercih eder. İskender kızgın bir şekilde, "Bu ne cüret! Sen benim kim olduğumu bilmiyor musun, benden hiç korkmuyor musun yoksa?" diye sorar. Diogenes İmparator'un bu sorusuna sakince başka bir soruyla karşılık verir: "Sen iyi birisi misin, yoksa kötü biri mi?"
"Elbette iyi biriyim, bunu herkes bilir."
"Peki, iyi adamlardan korkmalı mıyız ki ben sizden korkayım?"
Bu cevap sonrasında İmparator, Diogenes ile sık sık görüşmeye başlar, hatta bazen de kendisi bu büyük fıçıda yaşayan filozofu ziyarete gider. Bir gün bu ziyaretlerin birinde güneşlenmekte olan Diogenes, İmparator İskender ve adamlarının geldiğini görür. Güneşlenmeye devam eden ünlü filozofun zor koşullarda yaşadığını gören İskender "Dile benden ne dilersen!" der. Diogenes, ihtiyacının bulunmadığını söyleyecekken o anda aldığı en büyük zevki engelleyen İmparator'a, tarihe geçen şu cevabı verir:
"Gölge etme başka ihsan istemem!"
Kadınlık kutsal değildir, bu tarz deyişler “kutsallık” kisvesi altında insani özelliklerinden arınmış bir “öteki”yi çağrıştırır.
Ayrıca “kadına mevki verilmez”, bu da erkeklerin kadına hak ettiklerini “verdiği” hiyerarşik bir yapıyı temsil eder, bu durumda yine kadını aşağılanmıştır.
Engellemeyin, kâfi.Angarya rollerin kalıplarına sokmayın onları.
Kadınlık kutsal ve kıymetlidir, çünkü evvela hayatı, sonra da saadeti kendilerine borçluyuz. Bunun için onlara layık oldukları yüce mevkiyi vermeliyiz.