Zihnindeki duygusal televizyonu açıp sürekli aynı programı izlemeyi bırak. Yaşadığın bir kaybın sana verdiği acıyı gösterip duran o programı artık izleme.O seni zehirlemekten başka bir şey yapmıyor. Kapıyı kapat, plağı değiştir, tozu silkele.Eskiden olduğun kişi olmayı bırak ve şimdi olduğun kişiye dönüş.
Birçok insan kendini tanımak için çaba göstermeksizin yaşamına anlam katabilmeyi umar ve beklediklerini bulabilmek için bir mucizenin gerçekleşmesini bekler.
Oysa insan, gerçeklerini tanıyabildiği oranda
kendisiyle uzlaşır ve çevresine karşı da daha hoşgörülü olur.
Böyle bir kitabı okuduğum için çok şanslı hissediyorum. Bilgi var, öğrenme yöntem ve teknikleri var, eğitimdeki aksaklıklar, eksiklikler, sorunlar ve tüm bunlara yönelik öneriler var.
Disleksi ile ilgili kulaktan dolma, bildiğimi sandığım bilgi kırıntıları, bu kitap sayesinde nehir oldu, aktı.
Tanınmış birçok kişinin hayat hikayesi var. En çok da çocukların dünyasına deriiiiin bir bakış var.
Eminim içimizde, yanımızda, yöremizde gölgede kalan, gölgede kalmasına seyirci olduğumuz, gölgede kalmasına istemeyerek de olsa neden olduğumuz bir çok yıldız var, hem de çocuk yıldızlar var.
Bu kitapla yeni bir kapı daha açarsınız hayatınızda. Ve açtığınız her kapı yeni dönüşüme davet eder sizi. E davete de icabet gerek.
Okunması gereken harika bir kitap. Bahar Eriş'in nöronlarına sağlık.
Disleksi beyindeki bir farklılık.Farklılık “tedavi edilecek” bir şey değildir.Farklılıkların tedavisinden söz etmek, “Hintlileri tedavi edelim Türk olsunlar” demek kadar anlamsız.