ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Coğrafya Kaderdir (İbn Haldun)
İbn Haldun, sularla kaplı olmayan yeryüzü bölümünden mamur olan yerin, sadece arzın ortası (ve) ılıman iklimler olduğunu açıkça söyler. (İbn Haldun, (haz. Süleyman Uludağ) 2020:233). İbn Haldun’a göre güneyde ekvatordan başlayıp peşpeşe kuzeye doğru giden yedi iklim içinde dördüncü iklim ümran bakımından en ılıman iklimdir. Bunun yakınında bulunan (güney ve kuzey taraflarından buna bitişik durumda olan) üçüncü ve beşinci iklim bölgeleri ise ılımana çok yakındır. Bu iki iklimi takip eden (güneydeki) ikinci iklim ile (kuzeydeki) altıncı iklim ılıman olmaktan ve normalden uzaktır. (Güneydeki) birinci iklim ile (kuzeydeki) yedinci iklim ise ılıman olmaktan çok daha fazla uzaktır. Bundan dolayıdır ki, ilimler, sanatlar, binalar, giyecekler, yiyecekler, meyveler, hatta hayvan­lar ve canlılar, üç iklimde (3. 4. ve 5. iklimlerde) oluşan her şey, itidal (ve kemâl) hususiyetine sahiptir.
Ülke Kitapevi
Reklam
Süleymancı politika
"Demokratik rejimle yönetilen ülkemizde, hükümet ve devleti ele geçirebilmenin tek yolu siyasal faaliyet olduğuna göre, belli bir parti içinde toplanmak, bu partiyi ve partilileri Türkiye genelinde desteklemek ve aynı partiden milletvekili, belediye başkanı, il ve belediye yönetim kurullarıyla muhtarlıklara seçilmek ya da seçilenleri
Sayfa 195 - 196 Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997 |*İhvadan:Arapça sözcük, kardeş/kardeşler anlamında olup, İslamcı/dinci çevrelerde fikirdaş ibaresi gibi kullanılmaktadır. | Antalya Müftülüğü ve Diyanet İşleri'nin oluşturduğu komisyon raporundan kesit.
1950'lerde DP döneminde özellikle Menderes-Nurcular (Said-i Nursi) ilişkisi; 1960'lar da AP lideri Süleyman Demirel'in tüm tarikat şahsiyetleriyle dirsek teması halinde olması, hele hele Nurcular'ı partinin yankolu gibi çalıştırması; 1970'lerde Nurcu-Nakşi ittifakı sayesinde ortaya çıkan Milli Nizam Partisi; 1980'lerde ANAP lideri Turgut Özal'ın tarikatlara dayanan siyaseti vs. anılan çerçevede görülmelidir. Bu bağlamda ele alındığında, günümüzde "hoşgörü şeyhi ilan edilen" ve "sivil toplum" için kendisinden "feyz alınan" Nur Cemaati ileri gelenlerinden Fethullah Gülen'in niçin böylesine popüler olduğu; DYP Başkanı Tansu Çiller, ANAP önderi Mesut Yılmaz, CHP eski başkanı Hikmet Çetin, DSP lideri Bülent Ecevit ve benzeri pek çok politikacının Fethullah Hoca ile buluşmak için neden sıraya girdiği de kolayca anlaşılmış olur. Özetle, 19.yüzyıldan 20. yüzyıla taşınan Osmanlı toplumunda, devlet, toplumu denetlemek için tarikatlarla iç içe girdi. Ancak, iş, tarikatlar yoluyla devleti kontrol noktasına doğru seyretti. Derken, siyasiler; devleti denetlemeye yönelik mücadelelerinde tarikatları kullanma taktiğine başvurdular.
Sayfa 33 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997