yalnızlık bir gurur sorunudur. kendi kokusunun içine mağrur bir şekilde gömülür insan. gerçek şairin sorusu hep aynıdır,, uzun bir süre mutlu olursa bayağı olur. uzun bir süre mutsuz olursa da şiirini diri tutacak gücü kendinde bulamaz.
Bütün nefretler aynı yere dökülürdü: Yarına. Bekleyebilirdi. Bekleyecekti. Ben de onunla bekleyecektim. Ne de olsa gerçek bir korkaktım. Ve nefret, korkakların intikamıydı. Uzmanıydım! İnsanın gözleri kararır, koltuğuna gömülür ve geberene kadar nefret ederdi. Ama önce de kendisi geberirdi. Beyin tümöründen! İntikam tümöründen! Misket kadar bir tümör! Fazla intikam hayali kurmaktan… Havada asılı kalmış intikamlar… Havada kalıp havaya karışmış intikamlar. Hepsini de çekiyorduk içimize! Becerebilsek, gözeneklerimizden bile çekerdik! Arkadan edilen küfürlerden ibaret kalmış intikamlarla dolu bir hava… Biraz da oksijen. Öldürmeyecek kadar. Ölmeden bir işe yara diye… Tabii ki insan hayatı kutsaldı ama sadece herhangi bir işe yaradığı sürece. Dolayısıyla yaradığı işin değeri her neyse, hayatın ki de o kadardı. Yani biri çıkıpta o değeri karşılayabilecek olsa, o hayata da gerek kalmaz ve aradan çıkarılabilirdi. Matematikti her şey. Hatta sadece bir çıkarma işlemi. Nefretimi bu dünyadan çıkarınca geriye ne kaldığını bulabilsem, bitecekti bir hikaye. Çünkü sonrası sadece gündelik hayattı..…belki biraz da morfin sülfat..
Ruhun küresi kendi şeklini korur, ne bir yere doğru uzar, ne de içe gömülür, ne dağılır ne ölür, buna karşılık ışıkla aydınlanır, onun sayesinde her şeyin hakikatini ve kendi içindeki hakikati görür.
Bazen Yoruluyor İnsan
Bazen öyle bir umutsuzluğa düşüyor ki insan,
Eline dünyaları versen umurunda olmaz.
Çünkü kırgındır hayata karşı,
Kırgındır insanlara, etrafında olanlara,
Kırgındır yaşamak zorunda kaldıklarına.
Elinden bir şey gelmemesine kırgındır,
Boşa giden çabalarından,
Hayallerinin sürekli yıkılmasından,
Hep yanlış anlaşılmaktan
Gelip düşte onu muştuladılar
En ulu insana yüklüsün diye
Yıkılan burçların sönen ateşin
Kuruyan Save'nin haberci dili
Yıldızlar billurdan avize gibi
Bir ev nur merkezi geldiğin gece