Başımıza gelen en ufak bir dertte,Allah’a yakınırız.Neden bu derdi bize verdiğini sorarız.Biz bunu hak edecek ne yapmışızdır ki?
Bir de şunu dinleyin ;Babanıza yıllardır hasret büyümüş, onun yokluğuyla yüreğiniz kavrulmuş,onun üzerine canınızın parçası evladınızı toprağa vermiş,daha sonra sonsuz aşkla bağlı olduğunuz sevgilinizi,biricik hayat arkadaşınızı toprağa vermiş ve kalan tek evladınızın da izini kaybetmiş, 45 yıl yaşadığına dair en ufak bir bilginiz olmadan yaşamaya çalışmışsınızdır.Ve tam evladınızı bulduğunuz vakit,artık gözleriniz görmez olur.Ve bu dertler sizi Allah’tan uzaklaştırmak yerine, sizi Allah’a daha da yaklaştırmıştır.Çünkü bilirsiniz , başınıza gelen bu derde, gönderenden ötürü kucak açmak gerektiğini.
İşte Yunus Emre’nin hayatı.Kimileri Derviş Yunus der,kimisi Âşık Yunus, kimisi Bizim Yunus...
Biricik aşkı Elif’in,onun yıldızı Sitaresi’nin ışığını güneşe katıp,ömrü boyunca sayısını kendisinin bile bilmediği nice şiirin üstadı.
İskender Pala’nın okuduğum ilk kitabı.Ve beni çok etkileyen bir kitap oldu.