Gönderi
Türk edebiyatında, Melih Cevdet ve Oktay Rıfat'la ortak çıkardıkları Garip kitabıyla, şiirde Garipçiler denilerek, en önemli yenileşme hareketinin sesi sayılan büyük şairinin öykülerini okumak da bir ayrıcalıktı doğrusu. İstanbulu dinliyorum, Anlatamıyorum, Beni bu havalar mahvetti ve daha bir çok ünlü dizenin sahibinin birkaç hikayesi ve bir ankette verdiği cevaplardan oluşan edebiyat görüşleri bulunuyor kitapta.
Hakkında fazla birşey bilmiyoruz, zira onu kara mizah misali, henüz 36 yaşındayken açık kalmış bir belediye çukurunda (ağır yaralanmış ) kaybetmişiz.Turk şiirini halkın söyleşisine indiren adam olarak bilinen ve şiirleri tüm dünyada basılan değer için nasıl da basit ve o kadar da hazin bir son.
Kendi çıkardığı Yaprak dergisinde 1947-50 arası yayınladığı öykülere gelince; benim için olay yada durum kurgusu, Sait Faik yada Sabahattin Ali gibi güçlü olmayan ve nihayetinde halka inmek adına bazen zorlama bazen düzensiz metinler gibi geldi bana, üzgünüm.
Bir hikayesinde kendini anlatırken ( çoğunda özne kendisi ) yine büyük şair #nazımhikmet 'ı peşin hükümlü olmakla suçlaması ve edebiyat görüşlerinde Yahya Kemal, Melih Cevdet, Oktay Rıfat, Sait Faik ve Orhan Kemal 'ı beğenirken Halide Edip 'e 'İş yok' demesini de takdirinize bırakıyorum.
Sonuçta; o, unutulmaz şiirleriyle her zaman kilometre taşlarından biri olarak kalacak. Ve alıntılardan da göreceğiniz gibi; 2. Dünya savaşı Türkiye 'sinin zor şartlarını (sanki dünya çok iyimiş ) fazlasıyla içselleştirip, fakir edebiyatı yapma pahasına metinlerine aksettirmiş bir yazar.
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.