Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Peru Amazonlarında bir yerlerdeki yağmur ormanı açıklığında Psikadelik bir bitki olan demlenmiş ayahuasca'nın etkisi altındaki Jeremy Narby var. Güney Amerika yağmur ormanlarında 100.000'den fazla bitki çeşidi var. Yağmur ormanlarındaki birçok diğer kabile ile birlikte Ashaninkalar bitkilerin ve otların binlerce yıllık ilaç kullanımı bilgisine sahipti. Basit bir baş ağrısının geçirilmesinden yaraların daha hızlı iyileşmesine kadar her şeyi yapıyorlardı. Bu bilgiler antropoloji öğrencisi Jeremy Narby'i bu kabilelerin doğal dünya ile ilgili inanılmaz bilgilerini nasıl topladıklarını araştırmaya teşvik etti. Köyün yaşlılarının verdiği yanıt basitti. Bilgi, ayahuasca ("ölü sarabı") içen ayahuasqueros'lara ruhani dünya tarafından ya da daha doğru bir şekilde söylemek gerekirse bitkilerin ruhları tarafından iletiliyordu. Narby bunların tek bir kelimesine bile inanmamıştı. Narby kendi sırt ağrısı kabilenin doktorunun hazırladığı özel bir karışımın sürülmesiyle iğleşene kadar. Bu olaydan sonra Narby, kabilenin ayahuasca etkisi altında ayahuasqueros'ların gördüklerini deneyimlemeyi kabul etti. Narby, toe adı verilen bir sigaradan esrar alarak başlamıştı yeni deneyimine ve kendisine verilen keskin bir tadı olan ayahuasca karışımını derhal içmişti. Narby, daha sonra bu sigarada oldukça fazla toksik değeri olan şeytan elmasının parçaları olduğunu görmüştür. Bekleneceği üzere, bu karışım Nerby'ın hemen sanrılar görmesine neden olmuştur. Elleri, kolları ve iç organları da dahil olmak üzere bütün vücudu yanmaya başlamıştır, sanki solgun derisinin altını görebilecektir. Aniden kendisini rahatsız hisseden Narby, ormandaki açıklıktan çekilir ve hastalanır. İstifra eder. Bu, Peru ayahuasca içicisi ve Şaman Pablo Amanringo'nun muazzam Psikadelik sanatında görülen ağzından ateş kırmızısı yılan çıkan bir imgeye benzemektedir. Bu ımge aynı zamanda Dordogne'de Lascaux yakınlarındaki Grtotte de Rouffignac'ta bulunan Paleolitik döneme ait mağara resmi odası olan "Yılan Odası'nın" tavanındaki parmakla çizilmiş iç içe geçmiş yılanların arasında da görülmektedir. Jeremy Narby'a bu sanrılar gerçekten göründü. Hiç umulmadık bir şekilde Narby, gözlerinin önünde gökkuşağı renginde iki tane yılan gördü. Iki metre kalınlığında vücudu olan dev boa yılanlarıydı bunla. Yılanlar, Narby'ın kendi dünyalarına girdiklerinin farkındaydı ve ona "sadece bir insan", evrenle karşılaştırıldığında bir nokta olduğunu hatırlamışlardı. Ormandaki açıklığa tekrar dönmek isteyen Narby, bu boa yılan çiftinin üzerine basmıştı ve ayahuasquero'ların onu beklediği yere yuuvarlanmıştı. Narby'a "orman televizyonunu" görüp görmediklerini sordular. Bu terimi ayahuasca sanrılarını tanımlamak için kullanıyorlardı. Narby onlara ne gördüğünü anlattığında, ona şaka yolu herkesin yılan gördüğünü ve bir süre sonra onlara alışacağını söylediler. Ancak Narby alışamamıştı. Ayahuasca ile olan diğer deneyimleri de ( bir seferinde, kendisi o zamanlar vejateryan olmasına rağmen kana susamış büyük bir aslana dönüşmesi de dahil) ona tam olarak nelerin olduğunu anlatmamıştı. İsviçre'ye evine dönünceye kadar bu histen kurtulamamıştı. Yıllar boyunca bu görüntüler beynini meşgul etmişti. Narby, kendi araştırmalarından ayahuassa deneyinin bağımsız ve gerçek olduğu ve bunun nedenini anlamada ikiz yılanların temel bir nokta olduğu sonucuna varmıştı. Sanatta, mitolojide, simyada ve dinde yılanlar, Klasik tanrı Hermes / Merkür'ün asası Caduceus etrafındaki yılanlar gibi iç içe geçmiş olarak gösterilir. Ayrıca Narby, bütün dünyada şamanların Psikadelik deneyler sırasında ikiz yılanları gördüğü sonucuna vardı. ( Bir kez daha Pablo Amaringo'nun olağanüstü hayali resimlerine bakın). İpler, asmalar, ve merdivenler gökyüzü dünyasına girmek ya da buradan çıkmak için kullanılan benzer sanrı aletleridir.
Sayfa 311 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.