Biraz sonra sayfalarını çevirerek okumaya başlayacağınız bu
kitap, başlığından da anlayacağınız gibi Türklerin etnik kök‐
leriyle ilgili çarpıcı iddialara sahip. Daha açık söylenişiyle,
yeryüzündeki insan ırkının atası olan beş ırkın (Krishtayalar,
Aryanlar veya Panchala) Türk soylu olduğunu öne sürüyor.
Ancak bunu yazanın amacı ne Türklere hoş görünmek ne de
üstün bir ulus oldukları için onlara övgülerini sunmak.
Aslen Amerikalı bir araştırmacı olan ve daha önce de tarih
ve ruhsal konularda kitapları bulunan Gene Matlock bir
Katolik. Kitabı yazmaktaki esas amacı ise, Hıristiyan
inancının temellerini oluşturan ve kadim Türklerin Tengri
(Gök Tanrı) dinine ait olduğunu öne sürdüğü “Haç”
,
“Kutsal
Teslis” gibi kavramların daha içrek anlamlarını ortaya
koyarak, bunu kendi önermesi olan “spiritüel bilim” ile in‐
sanlığın hizmetine sunmak. İnsan ırkının bu yolla kurtula‐
bileceğine ve dünyanın, ucuna gelip dayandığı felaketleri
böylelikle etkisiz hale getirebileceğine inanıyor.
Matlock’un bir diğer hedefi, Türk ulusları, Hindistan,
Katoliklik ve Meksika arasındaki “gizemli” bağlantıları orta‐
ya koymak olmasına karşın buldukları şüphesiz ki Türkleri
daha çok ilgilendiriyor ve zaten ilgilendirmeli de. Çünkü bu
kitapta yazanlar Türklerin, yüzyıllar boyu dayatıldığı şekliyle
ve Avrupalı bilimadamlarının, araştırmacıların, yazarların
iddia ettiği gibi, yerleşik kültüre sonradan geçerek geç mo‐
dernleşen göçebe bir etnik grup olmadığını söylemesinin
yanında, aksine onların dünyadaki insan ırkının, dört büyük
dinin ve belli başlı büyük kültürlerin kurucuları olduğunu
destekleyen kanıtlar sunuyor.
Son dönemde, özellikle Haluk Tarcan, Kazım Mirşan gibi
değerli araştırmacıların Türklüğün kökeni üzerine yaptığı
çalışmalar ve ortaya çıkan Öntürkler (Prototürkler) gibi
kavramlar da benzer bir paralelde ilerliyor. Kitap açısından
bir başka önemli nokta ise işte burada ortaya çıkıyor. Bu id‐
dialar dünyada her geçen gün (fazla yüksek sesle olmasa da)
telaffuz edilmesine karşın Türkçe’de bu konuda çok fazla eser
bulunmuyor. Bu kitap, sözü edilen iddiaları destekleyen ve
hatta daha değişik boyutlara taşıyan belki de ilk kitap.
Yazarın kanıtlarını filolojik kanıtlarla beslemesi, kelimelerin
Sanskritçe kökenleriyle desteklemesi ve mantık çerçevesine
oturtması ise, konuyu daha ilginç kılıyor. Matlock, iddialarına
deliller oluşturmak üzere Sanskritçe’nin yanı sıra, Türkiye’de
yalnızca belli çevrelerce bilinen Türk asıllı Rus yazar Murad
Adji’den bolca alıntı yapmış. Murad Ad-ji’nin özellikle
Kıpçaklar üzerine yaptığı araştırmalar ise gerçekten de kayda
değer görünüyor. İşin aslı, varsayımlarını bir yana bırakırsak
ve kitabın yazarı Matlock’un yetkinliğini, birikimini, bazı
yerlerde Hıristiyanlığı diğer dinlerden üstün tutan yaklaşımını
sorgulamadığımızda, kitabın oldukça değerli bilgiler içerdiği,
en azından okuyanları merakta bırakarak sonraki daha derin
araştırmalar için şevklendireceği de bir gerçek.
Yayına hazırlama süresinin darlığı nedeniyle, dünya lite‐
ratüründeki benzer iddialar hakkında çok derinlemesine bir
araştırma yapma olanağı bulamamama karşın, Matlock’un da
kitabın pek çok yerinde vurguladığı gibi bu konular hakkında
daha detaylı araştırma yapmak isteyenler için İnternette pek
çok kaynak ve bilgi bulunuyor.
Bir başka nokta ise, genel olarak yazara çok fazla müdahale
etmekten kaçındığım halde, konunun Türkçe için yeni olması
ve yazarın herkesin bildiğini varsaydığı bazı terimler
kullanması nedeniyle daha aydınlatıcı olması açısından bolca
dipnot ve parantez kullanma durumunda kaldım. Okuyanlar
açısından yeterince aydınlatıcı olacağını umarım.
Çalışmamda benden desteklerini esirgemeyen Eray Meriç
Selvi’ye sonsuz teşekkürler.