Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

261 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sineklerin Tanrısı'nı okuyanlar bu romana ilk başladıklarında bir çocuk romanı okuduklarını düşünebilirler. Baş kahramanlarının Mercan Adası'ndaki Ralph ve Jack isimlerini almış olması bize o tarz bir kitap okuyacağımız hissini verebilir. Ama yanılıyoruz. Yazar bizi, masum çocukların neler yapabileceği konusunda oldukça şaşırtıcı ve sarsıcı bir hikâyeye çekecek. Sineklerin Tanrısı'nda da bir ada ve yaşları 6 ile 12 arasında değişen İngiliz çocuklar vardır. Bu çocuklar ülkelerindeki atom savaşından kaçırılmak üzere bir uçağa bindirilirler. Uçakları bir saldırıya uğrar ve bir adaya düşerler. Masum görünen bu çocuklar zamanla bu cennet adayı bir cehenneme dönüştüreceklerdir. Kitap Ralph ve Domuzcuk lakaplı bir çocuğun tanışması ile başlar. Ralph iyi yürekli , liderlik vasfi olan bir cocuktur. Kurtulmanın tek yolunun örgütlenmek ve birlikte hareket etmek olduğunu düşünmektedir. Bunun için toplantı çağrılarının da sembolü olan denizkabugunu öttürürler. Adada olan çocuklar bir bir toplanmaya başlar. Bu toplantı da Ralph lider seçilir. Denizkabuğu bu hikayede aslinda demokrasinin simgesidir. Denizkabuğu kimdeyse o söz hakkına sahiptir. Jack da lider olma istemektedir. Fakat hem büyükler hem de küçükler Ralph'in iyi niyetli yönetim şeklini seçmislerdir.Jack arkadaşları arasında zorbalıkla lider olma yolunu tercih etmiş giderek vahşileşmiş Mina Urgan'ın da dediği gibi içindeki Hitler'i ortaya çıkarmıştır adeta. Küçükleri hicbir şeye yaramadıkları için ölmeye bile layık görür. Ralph kurtulmanın tek yolunun ateş yakıp dumanın gemiler tarafından görülmesiyle olacağını düşünür. Jack ise av ve et derdindedir. Aralarındaki liderlik çekişmesi Jack'in ateşin başında durmayıp ava gitmesi ve o sırada geçen bir gemiye işaret verememeleri ile alevlenir. Ne var ki av bir tutku olmakla başlayıp bir savaş şölenine dönüşmüştür Jack'te. Domuzları öldürdükçe daha zalim daha vahşi biri olur. " Ne de olsa vahşi değiliz biz. Biz İngiliziz ve İngilizler her şeyi en iyi biçimde yaparlar." diye düşünen bir çocuğun en korkunç vahşiye dönüşümü anlatılır. Aslında bütün çocuklar gizemli bir korkunun kurbanı olmuşlardır. Küçük çocukların "Canavar" diye isimlendirdiği bir yaratıktan korkarlar. Hakikatte canavar ölü bir paraşütçüdür. Kitaptaki en ilahi karakter olan Simon'un şu sözleri romanın vurucu noktasıdır: " Bizden başka canavar yok belki." Kitaba adını veren Sineklerin Tanrısı, insanların içindeki vahşiliği simgelemektedir. Sineklerin Tanrısı üstüne sineklerin konduğu ölü bir domuz başıdır. Mina Urgan'dan edindiğimiz bilgiye göre İngilizlerin Beelzebub dedikleri şeytanın Kutsal Kitap'taki İbranice adı, Sineklerin Tanrısı anlamına gelen Ba-al-z-bub olduğu için de Golding eserine bu adı vermiştir. Esere düz bir bakış açısıyla bakılınca ancak yetişkinlerin bu kadar vahşileşebileceği çocukların birbirini öldürecek kadar kötü olamayacağı bu nedenle yazarın kötümser bir tutum takındığı düşünülebilinir. Oysa çocukların da insan olduğu unutulmamalıdır. İnsanların içinde hem iyi hem kötü içgüdüler vardır. Uygarlığın amacı çocukları iyiye yöneltmektir. Sineklerin Tanrısı'nı yenmek için Ralph'in yolundan gitmeli insanların korkularından yararlanarak güce kavuşanların yoluna sapmamalıdır. "Her şey iyiydi eskiden. Güler yüzlü ve dostçaydı her şey." "Hangisi daha iyi? Kurallar yapıp anlaşmak mı, ava çıkıp öldürmek mi?" "Korkunun olmadığını da biliyorum." "Ancak.." "Ancak ne?" "Ancak insanlardan korkmadığımız sürece."
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,6bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.