Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
DİKKAT SPOİLER VARDIR Evet Çalıkuşunu okuldum... Beni etkileyen şeylerden bahsedeyim önce. Feride'de Reşat Nuri Güntekin'in öğretmen tipi adeta hakimdi. Bu tip güçlüklerle boğuşmayı göze alan, çetin fakat sevimli toplumun mutluluğu için çalışan insanlardır. Feride bir kadınının Anadolu'daki yaşamını yansıtıyordu. Munise de beni etkileyenlerden biri oldu. Munise çok saf, temiz bir karakterdi. Bu karakter bana adeta kitabı okurken mutluluğu, temizliği yansıtıyordu. Ayrıca Feride de o yaşında o kadar gezdi, hayat ona zorluklar getirdi ama o buna rağmen pes etmedi ve sonunda mesut oldu. Reşat Nuri Güntekin'in hayatını araştırdım. Çok fazla bilgi edinemedim ama 2 yıl Fransız okuluna gitmiş, yarıda bırakmış olduğunu öğrendim. Ama buna rağmen Fransızcası çok iyimiş. Hatta Frazsa'ya gittiği bir dönem de mevcut bulunuyormuş. Aynı şekilde Feride'nin de Fransız Kız Lisesi'nde kaldığın 10 senede Fransızca'sı çok iyi olmuştur. Ayrıca Reşat Nuri Güntekin bu romanı roman haline getirmeden önce Dârülbedayi (İstanbul Şehir tiyatrosu) 'de "İstanbul kızı" adıyla 4 perdelik bir oyun olarak yayınlanmış. Fakat beğenilmemiş. Geri çevrimiş. Ona çok kırılmış, kızmış bu yüzden roman haline getirmiş. Ek olarak 1966 Türkan Şoray' ın da dahil olduğu filmi çekilmiştir. Ben bu kitapta 20 kadar alıntı yaptım. Bazılarından bahsetmek isterim. "İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor." ~Sayfa 76 "Fakat sana karşı, kimse için duymadığım bir his var içimde..." ~Sayfa 113 "Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki!..." ~Sayfa 424 "Saklamaya çalışma nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akar." ~Sayfa 434 Bunlarda da gördüğümüz gibi teması sevda diyebiliriz. Yani bir sevda yüzünden kaçıp giden Çalıkuşu'nu düşünürsek, eğer Çalıkuşu sevdası yüzünden gitmeseydi, bu kadar Anadolu sergüzeşti olur muydu bilmem. Ayrıca, şimdi düşündüm de Hatice öğretmeni... Yeniliklerden eski ve uzaktı. Hatta Feride'ye karşı ilk tavrını da hatırlarım. Sonradan biraz daha yumuşasa bile, Feride Zeyniler'den ayrılırken onu da değiştirmişti. Feride, her gittiği yere izler bıraktı. Kendine ait parçalar hep orada kaldı. Ya insanların içine işledi, ya da çocuklarla yansıttı bunu. Her gittiği yerde başka bir ismi oluyordu, insanlar onun farklı olduğunun, buradaki farklı kafa tipinden uzak olduğunun farkındaydı. Ferideye baktığım zaman, doğrusunu söylemek gerekirse bazı özellikleri kendimde görüyordum. Mesela Feride bir şeye üzülürdü ya hani bunu üzülerek belli etmek istemezdi. Hatta bunu şu sözlerle de açıklamıştı "Ne zaman derin bir üzüntüye kapılsam gözlerim parlar, tavır ve hareketlerim neşelenir, içim içime sığmaz olur. Dünyayı hiçe sayıyormuşum gibi kahkahalarla gülerim, türlü gevezelik ve delilikler yaparım. Maamafih öyle sanıyorum ki, yakın kimsesi olmayan insanlar için bu daha iyi bir şeydir. "~Sayfa 22 Ben elbette ki yalnız değilim ama duygularımı dışa vuran bir insan da değilimdir. Yani onları dışa vurmak, açıkçası benim isteyeceğim bir şey değil. Feride gibi her şeyi içimde yaşayıp bitirmek istiyorum. Bu yönden onunla yakın olduğumu düşünüyorum. Başka özelliklerinden de bahsedelim Feride'nin.Mesela merhametli oluşu, kimsenin yokluk çekmesine dayanamaması en büyük kanıtımız. Hatırlarsanız (sayfasını hatırlamıyorum ) Çalıkuşu Zeyniler'de 5 ay geçirdikten sonra para kesesini eline alınca çok hafiflediğini farketmişti... Evet, çok fazla masraf oluyordu ama dediği gibi hakikat onun çok yardımcı bir yapıya sahip olmasıydı.Maalesef artık Feride gibi insanlar daha az var. Kitabı okuduğum zaman, farkettim ki sadece Feride değil, herkes birbiriyle yardımlaşıyordu. Yani bizim Anadolu'da egemen olan bir şeydi bu. Ama artık gittiğim bazı evlerde komşuluk ilişkisini fazla göremiyorum. Her neyse konumuza dönelim. Kitaptaki karakterlerden Kâmran'dan bahsedelim biraz. Kamran Çalıkuşu'nu üzünce 3.kez okumama rağmen her seferinde sinirlenmiştim. Ama son okuyuşumda, düşündüm de eğer Kâmran Feride'ye bunu yapmasaydı, belki de Feride çıkmayacaktı hiç Anadolu sergüzeştine. Bir çok insana iyilik aşılamayacaktı. Kalplerinde yer edinmeyecekti.Hastaları iyileştirmeyecek ve Munise'ye sahip olamayacaktı belki de... Şunu farkettim de, insan bir kitabı tekrardan okuyunca görmediği şeyleri farkediyor...İlk okumamla karşılaştırdım da, artık bazı şeyleri anlama kapasitemin geliştiğini farkettim. Bu beni mutlu etti. Kitapta bahsedilern sevgi, sadece aşk anlamında değildi sanki, Feride sadece Kâmran'a değil etrafındaki her şeye karşı bir sevgi içindeydi. Bu da dikkatimi çeken diğer bir unsur. Eveeet,en sonunda Kâmran ile evlenip mesut olurlar ve kitap biter. Ben Çalıkuşu'nu çok beğendim. Yaklaşık 20 kadar alıntı yaptım ve genelde bu kadar yapmazdım. Gerek kurgusuyla, gerekse anlatımıyla gayet anlaşılır bir dili vardı. Bir daha bir daha okuyacağım diyebileceğim kitaplar listesindedir kesin. . .
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,1bin okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.