Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
1/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Gereğinden fazla övülmüş, konudan ziyade yazarında sıkıntılı olan bir chick-litin yorumuyla daha merhabalar... Türü seven için genel itibariyle kafa dağıtmalık, çerezlik olarak görülebilecek bir kitap bu. Tabii siz romantik komedi filmleri andıran romanları sevmiyorsanız, iyisini bile sevme ihtimaliniz düşük olduğundan tavsiye etmem ama türü seviyorsanız bu epeyce basit bir örneği. Aşk tesadüfleri sever tabirinin kölesi olması dışında kitabımızın basit bir konusu var. Okuyup geçebilirdim, belki ama yazar kendince karakterlerine eklediği detaylarla bunu rahatsız edici boyuta getirince kitabı yüzümü buruşturup elimi alnıma isyanla vurarak okumak durumunda kaldım. Konumuz şöyle: Olive, tek yumurta ikizi olan kız kardeşinin düğününde tüm aile gıda zehirlenmesi yüzünden mahvolunca, ablasının binbir emekle kazandığı balayı tatili çekilişi ziyan olmasın diye onun yerine tatile gitmeye karar verir. (Kız kardeşinin hayatındaki her şeyi çekilişten kazanması yazara komik gelmiş ama ben bu detaya bir yerden sonra gıcık oldum bu arada. Şakasız, içtiği suyu bile çekilişten kazanıyor galiba.) Damadın ağabeyi Ethan da aynı şeyi düşünür ve bu ikili, kardeşleri yerine evli rolü yaparak balayı tatiline gider. Tek bir sorun vardır, bu ikili birbirinden nefret etmektedir ve birbirleriyle aynı yerde durmaya bile katlanamamaktır. (Bundan sonra biraz SPOİLER, çünkü bence para vermeye değmez kitap ve parasını sevenler bunu bilmeyi hak ediyor.) Buraya kadar aaayy, komik bir şey geliyor diye düşünebilirsiniz, durun, düşünmeyin. Çünkü bence yazar bu konuyu leş etmiş. Öncelikle iki karakter birbirinden sadece lafta nefret ediyor ve en komiği de bunun bir temeli yok. Yani bana şunu yaptı, bunu dedi, o yüzden ona sinir oldum diye bir şey yok. İkisi de diğerinin ondan nefret ettiğini varsayarak birbirine laf sokup hakaret ediyor ve bunu 2 yıl sürdürüyorlar. Olive, karamsar olmasıyla bilinen ve kendini böyle gören bir karakter ancak çoğu zaman bana karamsardan ziyade fesat, bencil ve önyargılı geldi. İnsanlar hakkında gerçekten de dış görünüşüne ya da ufacık bir mimiğine bakarak hükme varıyor ve asla bunun gerçek olmayabileceğini sorgulamıyor. Ethan mesela... Adamın ondan nefret ettiğine karar verip ona bayağı kötü davranıyor ama bunun bir sebebi bile yok. İki yıl boyunca da bu nefreti büyütüp duruyor. Bir kez olsun adamla konuşmaya bile çalışmıyor. Hastalıklı bir zihniyeti vardı. Yani bana göre Olive karamsar değil, önyarılı ve bencil bir kadın. Adam ağzını bile açmasa da hakkında şeytan, iblis diye düşünüyor. Ethan camdan okyanusu mu izliyor? Kadın şöyle: İçinden dalgalara kızıp ders veriyordur şimdi bu şeytan. Adam nefes mi alıyor? İmalı bir şekilde benden tiksindiğini belli ediyor. Patolojik vaka anlayacağınız. Ama bu sürekli değil. Bazen de o kadar normal ki... Yani yazarın problemi bu zaten. Bence kitaptaki herkes yazardı. Hiçbir ayırt edici özellikleri yoktu. Yazarın canı o an nasıl isterse, nasıl bir ruh hâlindeyse kadın-erkek herkes öyle. O yüzden Olive çoğu kişinin gözüne batmamış olabilir ama bunlar istikrarlı davranışlar değil arkadaşlar. Ethan daha da tuhaf... Ay bu arada, en cringe olan şey de bu kitaptaki karakterlerin 31-35 yaş arası insanlar olması. Yani çocuksu yetişkin? Hepimiz öyleyiz kardeşim. Ama karaktersizlik, bu yaşta burnunun dikine gitme, sebep sonuç ilişkisi kurmadan herkese bir itham... Bilemiyorum. Adam kadından görür görmez hoşlanıyor ve abisi diyor ki karşim, o çok agresif sana yaramaz. Ne? 1. Senin beynin yok mu be adam? Kendin karar veremiyor musun kiminle anlaşıp anlaşamayacağına? 2. At mı alıyorsunuz lan pazardan! Kurbanlık mı seçiyorsunuz? 3. Madem bu kızdan hoşlanıyorsun ve ona sürekli laf sokma sebebin hoşlandığını belli etmemek, o hâlde nasıl bir kadınla düzgün bir ilişki yaşayıp evlenme teklif edecek hâle geliyorsun? Hadi bunları geçelim. Kadınla her şeyi çözüp âşık olduklarını itiraf ettiklerinde bile nasıl eski sevgilin hakkında konuşabilirsin ki? Hani aşmışsın falan ya. Hani ona âşık değilmişsin falan ya. Hani sen ne istediğini bilen bir yetişkinsin ya. Hadi bunları da geçelim. Bariz bir şekilde ortada olan kardeşinin şerefsiz, yalancı, sadakatsiz bir adam olduğu gerçeği önündeyken nasıl aman ya olduysa bile geçmiş gitmiş, üstünü kapatalım, tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey dersin? Yani bak olayın peşine düşse ve yok abi ben böyle düşünmüyorum, kardeşim yapmaz dese ona BİLE eyvallah. Kardeşin sonuçta. İnsan inanmak istemiyor olabilir. Ama daha hiç sorgulamadan böyle tepkiler? Olmaz kardeşim. Ve yine en komiği, bu saçma sapan davranışlar haricinde Ethan da çok normal. Yani bir an tatlı ikisi de, aaa düzeldiler diyorsun ve hop, ikisi de saçma sapan bir şey yapıyor. Demem o ki bu türü seviyorum ve karakterler bu kadar saçma sapan olmasaydı, gerçekten eğlenceli olabilirdi ama ilk 150 sayfada birkaç kez gülmem ve iki tane tatlı sahne okumam dışında kitap boyu elini alnına vuran emoji gibi gayret ve bıkkınlık içindeydim. Klişe olmayalım derken bu kadar da saçmalanmaz bence ama oluyormuş. Alıntıya da dikkat ederseniz, tam olarak kitabımızı anlatıyor diyebiliriz. Ben mutlu son varsa hiçbir şeyi umursamam diyenlere tavsiye ediyorum. Ama yoook, bana gelmez saçma sapan ilişkiler diyenler kaçın. Ay bir de aklıma geldi. Kitap boyunca Olive diyor ki benim için erkekte önemli olan karakterdir ve kitap boyunca sadece Ethan'ın ne kadar yakışıklı ve kaslı olduğundan bahsediyor. Kadının karakter anlayışı bu. Resmen kitap Nefret Oyunu'nun ucuz bir kopyasıydı. Böyle eğlenceli bir nefret-aşk kitabı okumak isterseniz tavsiyem, yetişkin olduğunu da belirtmekle birlikte ki bu da öyle, Sally Thorne Nefret Oyunu'dur.
Sahte Balayı
Sahte BalayıChristina Lauren · Yabancı Yayınevi · 20202,007 okunma
··
1.455 görüntüleme
WizardStrudel okurunun profil resmi
Kelimesi kelimesine katılıyorum. Okurken resmen cinnet geçirdim ve kitabı camı açıp dışarı fırlatmamak için zor tuttum kendimi. Hem Bookstagrammerların gereğinden fazla övgüsü yüzünden dayanamayıp satın almıştım hem de Sally Thorne hayranlarının kesinlikle okuması gerek diye yaptıkları PR'ye kandım. İlk 100 sayfaya kadar heralde bir 7-8 veririm diyordum ancak sonraki kısımlarda olan olaylardan sonra yarı yarıya kırdım. Dediklerine ek olarak söylemek istediğim bir iki şey var. Öncelikle Dane'in yediği naneleri Olive yavaş yavaş ortaya çıkarırken Ethan'ın savunmaları neydi öyle ? Yok Dane yapmaz yok Dane yalan söylemez yok isteyerek olmamıştır ? Olive, Dane'in Ami'nin doğum gününde plan yapıp ortadan kaybolduğunu söylüyor, Ethan'da diyor ki 'Bilerek yapmamıştır' :D :D Bunu söyleyen adam 34 yaşında ve kimse bu kadar saf olamaz. Aynı zamanda Sophie ile karşılaştıklarında beti benzi atan, onunla karşılaşıp nişanlı olduğunu görene kadar barışmayı düşünen adam 2 günde Olive'e aşık oluyor ? Biraz tutarlı ol bari be. Döndükten sonra Dane Olive'e ahlaksız bir teklif yapıyor ve bunu Ethan'a anlattığında Ethan diyor ki 'Sen yanlış anlamışsındır' :D :D Sonra bu gerizekalı Olive de Ethan'ın bu lafından sonra bir de oturup onunla yemek yiyiyor.Olive gidiyor Ami'ye olayları anlatıyor bir ton hakaret duyup yerine oturuyor bir de herkesin ona sırt çevirmesinden de kendini sorumlu tutuyor. Yemin ederim bitirene kadar baygınlık geçirdim rezalet üstü rezaletti.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.