"Distopyalar ya bir kaçıştır ya da kendi yaşamın aynasını görmek icin okunur"bu sözü bir yerde okumuştum.Ne kadar doğru aslında düşününce. Yazar kitabı hastanede çok zor durumda olduğu zamanda yazmaya başlamış 1947 yılında 1948 yılında tamamlanmış ve tabi ki ismi tesadüf değil .Aslında o dönemdeki düşünce ve o zamanın güçlü devletlerinin siyasal yapılarını bilmek önemli ama kitabı bitirdikten sonra bile şimdiki yaşantımıza bakarak kitaptaki birçok gerçeği fark edebiliriz. İnsanları gözetleyen tele ekranların olduğunu düşünün öyle ki düşüncelerinizi dahi otoritenin(Büyük Birader adı altında) istediği şekilde biçimlendirmelisiniz 2+2=5 diyorlarsa öyle olmalı aksini iddia etmek düşünce polisi tarafından yakalanıp türlü işkencelere maruz kalmak anlamına geliyor. Bu örneklerde olduğu gibi kitap okurken farklı söz kalıplarının olduğunu görüyoruz Bunların bazılarının açıklamalarına kitabın arkasında ek kısmında ayrıntılı olarak değinmiş Bunlardan biri de "yenisöylem"bütün dillerin aksine her yıl kelimeleri azalıyor gittikçe azalıyor bunun amacı düşünmeyi engellemek Çünkü biz ancak kelimelerle düşünebiliriz. Olaylar Okyanusya isimli ülkede geçiyor 4 tane bakanlık var Gerçek Bakanlığı,Barış Bakanlığı ,Sevgi Bakanlığı, Varlık Bakanlığı ama amaçları tamamen isimlerinin zıttı diye düşünebiliriz çelişki halindeler. Tarihi insanlara dayatıyorlar yani tarih dakikası dakikasına güncelleniyor ve bu işi yapmak için yüzlerce hatta binlerce insan çalışıyor böylece her zaman Büyük Biraderin dediği doğru olmuş konumda geliyor çünkü kayıtlardaki her şey simdikine göre düzeltilerek yenileniyor .Zaten kitapta geçen "geçmişi kontrol eden bugünü kontrol eder bugünü kontrol eden geçmişi kontrol eder"sözünden de amaçlarını fark edebiliriz. Ana karakterler üç tipi kişilik türünü temsil ediyor Winston bir şeyler yapılması gerektiğini biliyor ama korkak olduğu icin harekete gecmek konusunda tereddütler yaşıyor, Bay Parsons otoritenin her dediğini hic sorgulamadan harfi harfine kabul ediyor, Julia ise bana dokunmayan yılan bin yaşasın halinde. Bir şeylerin ters gittiğini biliyor ancak ucu kendisine dokunursa harekete geçiyor. Belki de aynı zamanda bir ask romanı... Çok kapkaranlık ve umutsuz ama bize ışık olması ancak bu yoldan geçiyor. Fahrenheit 451 ile benzerlik ana karakterler sistemin icinde ama bazı şeylerin yanlış olduğunu fark edip umutsuz bir caba içindeler. Yorum okurken fark ettim Yeraltından Notlar 'a gönderme var orada ana karakter "... fakat her şeyi hos gördükten sonra 2+2=5 etmesinden bile hoşlanmak mümkün..." 1984 te bir cevabı var elbette. Kısacası okuyun...

1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,2bin okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zeynep Eylül Yüce