John Fowles ile tanışmama sebep olan bu kitaba gerçekten hayran kaldım. Kitabın içeriğinden değil de bana hissettirdiklerinden bahsetmek istiyorum. Kitap, size sevginin tanımını sorgulatıyor. Buradaki sevgiden kastım, herhangi bir şeye duyulan sevgi olabilir. Adına aşk, cinsel çekim, tutku, sadakat ne derseniz deyin. Sevginin tanımı benim için ne? Bir insana sevgi duyduğumda içimde hangi duygu daha yoğun basıyor? Beni seven bir insanın bana karşı ne hissetmesini, nasıl sevmesini isterdim? Sevgi bencil bir duygu mudur? Sahip olmak ve sevgi birbirinden zıt mıdır yoksa paralel midir? Nefret nerede başlar?.... Gibi ardı arkası kesilmeyen sorularla doldu zihnim kitabı okurken. Cevaplarını bulamadım çoğu sorunun ama emin olduğum tek bir şey var: Sevgi ne olursa olsun sizi yaralamaz, öldürmez, zarar vermez. Sizi beslemeyen, yeşertmeyen hiçbir duygu sevgi ile bağlantılı olamaz.
Neticede, John Fawles kalemini çok sevdim. Büyücü kitabı ile devam edeceğim. Tanımayanlar var ise mutlaka Koleksiyoncu ile başlasınlar derim. Şimdilik hoşçakalın.