Benim için çok değerli ve bir o kadar da özel olan hatta kelimelerin onu anlatabileceği bir anlamı olmayan özel kişi tarafından kesin okumalısın denilen bir kitaptı. Okuyunca anladım ki gerçekten de eksiği yok, fazlası var bana anlattıklarının... Okurken içten içe acaba kendimle mi konuşuyorum dedirten, bazı cümlelerde tıpkı ben gibi cümlelerin içinde yer bulduğu, son zamanlardaki en, en, hatta ve hatta en en sevdiğim kitaptı desem yalan olmaz sanırım. Sade dili, bol bol nice alıntıları olan (bu parantezi açmak istedim; kelimelerin anlatamadığı özel kişinin okumuş olduğu; "Birine altı çizili kitaplarınızı vermek, yaralarınızı emanet etmektir bir bakıma..." sözüyle okuduğum ikinci kitap diye bahsetmek istedim.) ve içlerinden hangisini buraya eklesem diye düşündüğümde hangisini eklersem diğerlerine haksızlık olacağı düşüncesiyle bu incelemem de alıntı ve/veya alıntılara yer vermeyeceğim, affınıza sığınarak. Bu arada yazarın eline emeğine sağlık diyorum. Bunu neden böyle yazdığımı, cümleyi silip neden eklemediğimi kitabı okuduğunuzda çok daha iyi anlayacaksınız. Şimdiden hepinize teşekkür eder, iyi okumalar dilerim.