Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

619 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
selamlar, bugün bayılarak okuduğum bir kitaptan bahsetmeye geldim. belki ben çok sık duydum bilmiyorum ama sürekli oblomovla ilgili “ya sürekli yatıyor, bir şey yaptığı yok, çok sıkıcı” tarzında yorumlar duymuştum. kitabı da böyle olacağını düşünerek okudum ama asla dedikleri gibi sürekli yatan bir karakter değil. evet diğer insanlardan farklı bir yaşayış tarzı var, onlar gibi balolara, davetlere gitmek yerine odasının bir köşesinde oturup hayatı izlemekle meşgul. bunu yaparken neden böyle olduğuna dair düşünceleri olsa da genel anlamıyla halinden memnun bir karakter, çevresindeki herkes sürekli onu hayatın içine sokmaya uğraşıyor ve böyle daha mutlu olacağını düşünüyorlar. bi kere onu böyle hayatın içine çekmeye çalışan karakterleri de incelemek lazım; biri ştolts adında oblomov’un çocukluk arkadaşı. kendisi bir alman ve kitapta bu sık sık vurgulanıyor. almanların disiplini ve hayatlarını çalışarak duygusuzca geçirmeleri gibi davranışlarından bahsediliyor. ştolts da bir almandan beklendiği gibi çalışıyor, işinde yükseliyor ve koşturmalı bir hayatı var. aslında oblomov için bir idol niteliğinde denebilir. adı sıkça geçen diğer karakter de olga, bu kadın tam rus romanlarından beklendiği gibi çok narin, duygulu, hassas bir kişiliğe sahip. piyano çalıyor, şarkı söylüyor, kendi halinde sessiz bir yaşayışı var. olga ştoltsla yakın bir arkadaşlık ilişkisi içindeyken hayatına oblomov dahil oluyor ve ştolts’un oblomov hakkındaki “ölü bir adam, sürekli yatıyor, onu hayata döndürecek biri varsa o da sensin” gibi sözlerini gerçekten bir görev olarak üstüne alıyor ve oblomov’u düzeltmeye çabalıyor. kitabın bu sürecin yaşandığı kısmı zaten akıp gidiyor araya aşk hikayeleri giriyor falan. olga’nın oblomova yönelik çabası bence tamamen kendilik tatmini üzerine kurulu, çünkü gerçekten bunu yapacağına inanarak oblomov’u değiştirmeye çalışıyor, bazı hisleri bana da gerçekçi gelse de tam anlamıyla sevdiği için değil de kendine yönelik bir başarı istediği için bu işe giriştiğini hissediyorsunuz. aslında direkt bu ikilinin ve oblomovu değiştirmeye çalışan diğer insanların kendi yaşayışına benzetmek için bunları yaptığını hissettim. şöyle bir örnek verebilirim mesela evlenip mutsuz olan insanların çevresindeki insanları ya sen de evlensene evlilik çok güzel demesi gibi. insanların kendi yaşayış tarzından farklı olan insanları da kendilerine benzetme çabaları yıllardır zaten gördüğümüz hatta bizzat yaşadığımız şeyler. bir de şöyle bir gerçek var ki insanlar kendi yaşadıkları hayatın ve düzenin diğer insanlar için de en iyisi olduğuna öyle bir inanıyor ki kendinden farklı olan insanın mutsuz olduğuna emin oluyorlar. oblomov’a sürekli hayatını bu koltukta harcıyorsun, mutluluk dışarıda tarzında tavırlar sergilenmesi de bunun örneği. halbuki oblomov bazen gerçekten yanlış hissetse de yaşadığı hayattan mutlu bir karakterdi bence ve ya yanlış mı yapıyorum hissiyatının da çevresindeki insanlar tarafından gerçekleştirildiğini düşünüyorum. her zaman inandığım şey yaptığım davranıştaki kalp rahatlığıdır, kalbin rahat olduktan sonra çevrenin yaptığın şeyi yanlış olarak değerlendirmesi hiç önemli değil. biz bunu günümüzde sık sık deneyimlediğimizden olacak ki bu farkındalığa çok çabuk ulaştık ama oblomov için bu durum böyle değil maalesef, kendisi ara ara kişiliğine dair sorgulamalar yaşıyor. sıra kitabın ana karakteri ve benim müthiş sempati duyduğum oblomov karakterinden bahsetmekte. bir kere oblomov henüz çocukken çorabını bile başkalarının giydirdiği bi yöntemle büyütülmüş, hiçbir zaman tam anlamıyla çocuk olamamış, ağaçlara tırmanıp düşme deneyimini yaşamamış. her zaman etrafında onu tutacak dadıları, belli saatlerde yemeğini getiren aşçıları olmuş. kendisi hiçbir zaman bir şeyi yapmak ya da deneyimlemek zorunda kalmamış. şimdi böyle bir insandan ne gibi bir atılım bekleyebiliriz ki ya da hangimiz böyle yetiştirildiğimizde yok ya ben yataktan çıkıp hayat mücadelesine atılırdım der. böyle büyütülmüş bir insandan oblomovun gösterdiği tavır dışında bir yönelim beklemediğim için rahatça empati yapabildiğimi düşünüyorum karakterle. mesela kitapta tam olarak böyle değil ama şöyle bir cümle geçiyor “dışarıda fırtına kopsa ya da savaş çıksa bile ben yine aynı saatte yemeğimin önüme geleceğini biliyorum” bu cümle zaten oblomovluk tanımınının merkezi bana göre zaten yaşayışını bu cümleye göre yaşamış olan oblomovdan oblomovluk dışında bir şey beklemek hayalperestlik oluyor. oblomov’un herkesin bilmesi gereken şeyleri bilmemesi onu aptal bir karakter yapmıyor bu arada. kendisi her ne kadar çiftçilikle ilgili bir şeyler bilmeyip dolandırılsa da aşk konusunda oldukça öğretici bir kişiliği var, kendisiyle ilgili görüşleri açık kendinden olması gerektiğinden fazlasını beklemeyecek kadar kişiliğini çözmüş birisi ve bence en önemlilerinden birisi gerçekten o kadar saf ve iyi bir kalbi var ki. bu iyi kalpliliği bana insanın doğasının aslında iyi olduğu ve sonradan yaşadıklarına göre kişilik şekillenmesi yaşadığının kanıtlarından biri olabilirmiş gibi hissettirdi. hayatla ilgili hiçbir fikri olmayan bir karakterin ya da hayata tam olarak kendisi atılmamış bir karakterin böylesine saf ve iyi olması beklenir bir şeydi belki de bilmiyorum. gerçekten benim için unutulmayacak bir karakterdi oblomov hatta şu an bi şeyler yazarken bile boğazım düğümleniyor sanki, çünkü hayatı boyunca anlaşılamamış bi karakteri okumak beni biraz üzdü. farklı yaşayış tarzının onu maruz bıraktığı durumlar ve vazgeçmek zorunda kaldığı her şey gerçekten küçük görülebilecek yaşantılar değildi. belki de bu etkiledi beni emin değilim hatta okuyan herhangi birini belki benim kadar etkilemeyebilir. benim kitabı okuduğum zamanki ruh halim de tabii ki kitabı bu kadar beğenmemde etkili, umarım sizler de yoğun hisler eşliğinde okursunuz kitabı. iyi okumalar diliyorum. bu arada bahsetmediğim çok karakter var ama onları da yazarsam artık kitabı okumanıza gerek kalmazdı o yüzden yazmadım. bir de şu an onları yazamadığım için o karakterlere karşı vicdan azabı çekiyorum çünkü aralarında çok sevdiklerim de vardı, yorumsuz gerçekten..
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,2bin okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.