Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
CENGİZ AYTMATOV- DENİZ KIYISINDA KOŞAN ALA KÖPEK Gece boyunca uyuyamayan bir çocuk. İlk defa deneyimleyeceği deniz avının heyecanıyla uyuyamıyordu.  Ya başarılı olup takdir edilecek ya da başarısız olup bunun hüznünü yaşayacak. Yahut hiçbirimizin aklına gelmeyen olacak. Tamda burada Cengiz Aytmatov’un kalemini çarpıcılığı ile karşılaşacağız. Kalemiyle başarı ve başarısızlık gibi herkesin aklına gelen terimlerden uzaklaştıracak. Aklımıza gelmeyen başımıza gelecek.  “Talih var güldürür, talih var öldürür.” Bizim hikayemizi özetler nitelikte bir cümle bu. Kirisk’in  dümeni onu hangi yöne götürecek. Güldürecek mi, öldürecek mi? Bunun merakıyla Kirisk da bende yeni günü bekliyoruz. O ilk av günü düşünüyor bense talihin dalgaları onları ne tarafa savuracak diye düşünüp bekliyorum. Yeni gün doğdu. Yeni günün ne getireceği belli olmaz. Onlar da bilmiyordu. Kalbi heyecanla atan bir çocuk, denizi kitap gibi okumuş Orhan Ata, denizle büyüyen Emrayin, Mılgın Amca ve ben yola çıktık. Bu yolculuk  bize neler kazandıracak neler kaybettirecek bunun merakıyla denizin yüzünde sakin sakin ilerliyoruz. Ala Köpek Dağı yavaş yavaş kayboluyor.  “Kayıktaki insan, evrenin sonsuzluğu karşısında bir hiç olduğunu çok iyi anlıyordu.” Koskoca evrende nokta kadar olan dünyada, uçsuz bucaksız gibi görünen denizde nokta kadar olan hacmimizle ilerliyoruz. Varlığımızı noktayla kıyaslıyoruz peki ya düşüncelerimiz hayallerimiz. Kim bilir Emrayin’in oğluyla ne çok hayali, ne çok yaşamak istediği var. Mılgın Amca’nın yüreğinden neler geçiyor acaba? Orhan Ata’nın kimseye aktaramadığı, sonsuz olmasını istediği, bu dünyaya bir iz olarak bırakmak istediği düşünceleri… Yüreğinde taşıdığı Deniz kızı, hiç evrenle karşılaştırılır mı? “Ama insan düşünürdü, düşüncesiyle denizin ve göğün yüceliğine erişirdi. Ve yüce düşüncelerinde, doğa ve güçleriyle evrenin derinliği ve yüksekliği ile bir tutardı kendini. İşte bu yüzden insan, yaşadıkça,  deniz kadar, gökyüzünün sonsuzluğu kadar yüce ve güçlü olacaktır. Çünkü düşünceler sonsuzdur. O öldüğü zaman, başka bir insan onun düşüncelerini daha ileriye, sonra bir başkası ondan da ileriye götürecek ve bu, sonsuza kadar böyle sürüp gidecektir.” Bu yolculuğun en önemlilerinden biri de suydu. Su bize pek çok şey öğretti.  Su bize güç verebilir, umut verebilir, bize hayat verebilir yada hayattan koparabilir. Suyla fedakarlık birleşti bizim kayığımızda. Su küçük çocuğa hayat versin diye Orhan Ata canını suya verdi. Daha sonra Mılgın Amca ve Emrayin canlarını suya teslim ettiler. Ala köpek dağına kavuşan sadece Kirisk oldu. Hikayenin akıcılığı ve çarpıcılığıyla hikayeyi yaşadım. Ama asıl yazarın yazmadığı yerlerde hikayenin içinde olmak isterdim. Orhan Ata’nın uzun uzun denize bakarken yüz ifadesini, iç çekmesini görmek isterdim. Düşüncelerinden sıyrılıp dünya işlerine daldığı andaki hislerini kendimce çözmek isterdim. Kirisk tek başına eve döndükten sonra onla sohbet etmek isterdim. İçinden geçenleri, duygularını, hayal kırıklıklarını dinlemek isterdim. İçinde açılan yaranın tarifini ondan duymak isterdim. Suçluluk duygusu var mı, yok mu? Mahcup mu? O anlatırken ben gözlerine bakarak tamamlayamadığı cümleleri kafamda tamamlamak isterdim. Belki de hiç anlatmazdı. Sadece susardı. O zaman anlardım suskunluğunun içinde tehlikeli şeyler olduğunu. Çünkü suskun bir çocuktan daha korkunç ne olabilir ki?  Bu durumda ona verecek bir tavsiyem de olmazdı. Bu durumda hangi cümle onun acısına tesir eder ya da öyle bir cümle var mıdır bilmiyorum. Sadece şu anki iç dünyasını merak ediyorum. Kirisk içimde bir yara olarak kaldı. Onun bu hazin hikayesinden yaşamadan bir sürü tecrübe edindim. İşte bu yüzden iyi ki kitaplar var.  
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 20133,851 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.