Naziler onu otuz dokuz yaşında Auschwitz’te ölüme terk etmişler.
#irenenemirovsky ise katillerine inat, ölümünden yıllar sonra eserleriyle yeniden doğmuş.
Roman yazarı olarak başladığı ve kısa sürede parladığı edebiyat kariyerine öyküyle devam eden yazar, karakterlerinin insana yansıttığı yakınlık, tanışlık duygusuyla, kimi zaman can yakan gerçekçiliği ve acımasız gözlem yeteneğiyle tekrar tekrar keşfedildi.
İnsana ve onun kırılgan tabiatına dair gözlemleri, etkileyici ve katı bir dürüstlükle, sabırla dile getirmesi ve Rus edebiyat geleneğinin incelikleriyle örülü eserleriyle, eleştirmenlerin övgülerine mazhar olmuş.
1934-1942 yılları arasında yazdığı on beş öyküden oluşan derlemesi, hiç sevgiyi tatmamış kadınlar, kimliğinden utanan erkekler, kızlarıyla rekabet eden anneler, iki savaş arası Fransız toplumunu yansıtır.
Tüm dünya onu Rus duyarlılığıyla yazan Fransız bir yazar olarak kabul etmiş. İlk öykünün ilk satırlardan itibaren muazzam karakterleri ve çağlayan gibi akan anlatımıyla öykü severlerin gönül rahatlığıyla kitaplıklarına ekleyebileceğini söyleyebilirim.
Kapak resmi: Jacques-Emile Blanche