Jung şaşırtıyor. Kitapta simgelerin bireysel anlamına değinmesini, düşlerden bahsederken içeriksel anlamı nihai hedef olarak algılamak yerine simgelerin işlevine de odaklanmasını 'arketip' kavramına hayat vermiş bir psikanalistten beklemeyebilirdik de. Ayrıca kitabın ilk bölümlerinde yaptığı serbest çağrışım deneylerini kendim ve erkek arkadaşım üzerinde denedim, ilginç bir aktivite oldu ve bu aktivite sayesinde analist-analizan ilişkisi anlamında verimli gözlemlerim oldu. Son olarak simgelerdeki ergonomi ile simgelerin bireysel anlamı arasındaki ilişkide gösterge-bilimsel bir mantık düzlemiyle hareket edilmesi gerekliliğiyle ilgili yapılan vurguyu ilgi çekici bulduğumu söylemeliyim. Konuşmak, anlatmak; karşındakini kendi lügatinde boğmak gibi gelmiştir bana sıklıkla. Tabi bir analizan olarak dirençlerimi kırmanın beni ne kadar zorladığını biliyorum. Kaçınma savunma mekanizması değil de, nedir benimkisi?