Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sizi bir televizyonda gördüm. Güzel takım elbiseler giymiştiniz. Yüzünüzde sahte bir tebessüm vardı, sahte bir mazlumiyet. Biz, diyordunuz, sadece özgürlük götüreceğiz, başka ne amacımız olabilir ki? Şimdiye kadarki özgürlük götürmeleriniz bunun bir garantisi değil mi? Yalanınız herkes tarafından duyuluyordu. Önünüzdeki sayısız mikrofon ve kameranın sahipleri de yalanlarınıza tanıktılar ama diyemiyorlardı, yalan konuşuyorsun! Kibar ve ciddi ciddi sorular soruyorlardı. Siz de ciddi, umursar edalarla cevaplar veriyordunuz. Şunların, diyordunuz içinizden, topunun canı cehenneme, bitse de şu oyun bir an evvel başlasak özgürlük ihracına. Bombaları yağdırmaya başlasak, ağzımızdan kurbanların kanları akmaya başlasa, vahşi çağrımıza uyanlarla birlikte her tarafı yağmalasak, işkencelerden geçirip karşı duranların defterini dürsek. Çok keyifliydiniz, özgürlük diyordunuz, mutlaka özgürleştireceğiz ve özgürlükten yana olanlarla işgal ettiğimiz ülkelerde tepineceğiz. Gözlerinizde bir kısıklık, dilinizde bir intikam çığlığı vardı. Zavallıydınız, muhtaç gözlerle efendilerinizin bakışlarından medet ummaktaydınız, sefil duruşunuz tarihin en kötü fotoğrafı olmayı hak ediyordu.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.