Cinselliğin ve aşkın bireysellikten tamamen uzak olduğu, bireysellikten daha fazla türün devamlılığına dayandığı 70 sayfa boyunca anlatılmış.
Aşk duygusunun mantık dışı olduğuna inanıyordum. Bizi hiç de memnun etmeyen ilişkilerin devam etmesine kaynak olarak yanlış bağlanma stillerini göstersem de yazarın söyledikleri yeni bir kapı açtı. Üreme içgüdüsü.
Karakterinde ve insanlığında çekici hiçbir yan bulamasak da etkisinde kaldığımız insanların daha iyi bir açıklaması olamazdı herhalde.
Yazar, Aşk mevzusu dışında, kitabında sonunda hayata dair bir takım düşüncelerini ortaya koymuş. Çoğunluğun bu düşünceleri karamsar bulacağını tahmin etsem de kendi adıma şunu söyleyebilirim: yaşamı neredeyse tam olarak benim gibi gören biri ile karşılaşmış hissettim. Tabi hayata bu bakış açısı şu ana ait.