Hasan-ı Basrî’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’in başı Hz. Aişe (r.a.)’nın kucağındaydı. Derken uykuya daldı. Hz. Aişe (r.a.) Âhireti hatırlayarak ağladı. Gözünden akan yaşlar Hz. Peygamber
(s.a.v.)’in mübarek yanakları üzerine damladı.
Resûlullah (s.a.v.) bu gözyaşlarıyla uyandı. Başını kaldırdı ve: (‘Niye ağlıyorsun, ey Aişe?’) diye sordu. Hz. Aişe: (‘Ey Allah’ın Resulü,
Âhireti hatırladım da... Acaba Kıyamet günü yakınlarınızı hatırlar mısınız?’) dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: ‘Canım kudretinin elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, şu üç yerde kişi kendisinden başka hiç kimseyi hatırlamaz: Teraziler kurulup insanların amelleri tartıldığı zaman iyilik
kefesinin hafif mi, yoksa ağır mı geldiğini
öğreninceye kadar. Amel sahifeleri dağıtıldığı zaman, sağ
elinden mi, yoksa sol elinden mi verildiğini bilinceye kadar. Bir de Sırat yanında.”