1985 tarihli eski bir basımdan okuduğum için ilk 60-70 sayfa okumakta zorlansam da sonradan diline alıştığım kitabı bitirdim. Ama bir daha, yeni baskıları tercih etsem daha iyi olacak galiba Güzel köylü kızı Emma, yine kırsalda yaşayan, hırsları olmayan, sıradan bir doktor olan Charles Bovary ile evlenir. Okuduğu romantik kitaplardaki büyük ve tutkulu aşkı evliliğinde bulamayan Emma, sürekli bir sevme/sevilme ihtiyacı içinde yaşar. Kocasını ve tavırlarını aşağılarken, gözü başka yerlerde, ulaşamayacağı bir mutluluk hayalindedir. Bu sebeble, hatalar yapar; sevildiğini sandığı kişiler tarafından terk edilir; kavuşamadığı o büyük tutku isteği sonunda büyük felaketlere sebep olur. Edebiyattaki romantik akımın günahsız melek veya bir tanrıça gibi resmedilen kadın karakterlerinin aksine duygu değişimleri yaşayan, ahlaksızlık boyutunda işlere kalkışan, kocasını aldatan kadın karakteri ile ‘Madam Bovary’, gerçekçi edebiyatın ilk büyük eserlerinden olmuş, yazarın yargılanmasına bile sebep olmuştur. Romantik akıma getirdiği eleştiriler, bir kadının iç dünyasının başarılı tahlili, edebiyatın ahlak dersi vermek için olmadığı, olanları olduğu gibi yansıtması gerektiği yaklaşımı ile edebiyat tarihinde iz bırakmıştır. Emma’nın geçirdiği ruh buhranları çok başarılı tasvir edilmişti. Bir yandan ona okurken ona çok kızıyor, bir yandan da onun bu sevgi/tutku açlığını yalanlarla besleyen erkeklere de sinir oluyorsunuz. Kitaplarda okuyup gerçek sandığı “...aşk, büyük gürültülerle, ışıklarla, kıvılcımlarla gelen bir şeydi: Göklerin bir kasırgasıydı...” Maalesef de o büyük kasırgada mahvolup giden bir sürü hayat oldu Emma’nınki ile birlikte. Ara ara tasvirlerin sıklığı olaydan kopmamak sebep olsa da, severek okuduğum bir eser oldu.

Madam BovaryGustave Flaubert · Oda Yayınları · 200933,3bin okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

kitapevreni