Havalardan mı bilmem kitabı büyük bir şevkle okuyorum. Victor Hugo’yu okurken gerçekten çağının üstünde bir aydın ciddi bir entelektüel olduğunu çok iyi görüyorsunuz. Birikimini sayfalara öyle bir yerleştirmiş ki okurken hiç tahmin etmeyeceğiniz konularda da bilgi sahibi oluyorsunuz. Ve tabi asıl konudan asla kopmuyorsunuz.
Gelelim konuya. Bu bir aşk hikayesi. Beni en çok etkileyen karakter tabi ki Quasimodo! Nasıl biri olduğunu zihnimde canlandırırken YouTube sayfasından açıp müzikali de dinledim benim zihnimdeki Quasimodo çok karizmatik biri ve hep öyle kalacak. “Hayatımda hiç bu kadar güzel çirkin görmemiştim” :)
Devamı gelecek:)
Kitapta aşk konusu çok keskin biçimde işlenmiş. Bana sorarsanız rahip Frollo kötü biri değil aşkı o biçim yaşadı ki en sonunda mezara gitti. Onun bölümlerini okurken hep Nazan Öncel’den mühürledim seni kalbime çaldı durdu.
“Vurgunum sana bir mahkum gibi
Uykular haram bir zehir gibi
Aşığım fakat hasretin deli
Ezelden beri
Bir hadise var kimse bilmiyor
Olmuyor
bende deprem olmuyor
Hiçbir şey beni böyle sarsmıyor
Bir senin gibi
Mühürledim seni kalbime
Kurşunlar işlemez ciğerime
Zincirledim seni kalbime
Anahtarları yok denizlerde
Şeytan diyor ki tövbeler etmeli
Uğrunda yüz kere bin kere ölmeli
Cehennemde bile zulm etsen de
Yok yok
Bir seni sevmeli
Gözlerin hoyrat ihanetler gibi
Ellerin soğuk zemheriler gibi
Kalbin buz tutmuş son nefes gibi
Soğuk olsa da...”
Ah ah ah Quasimodo sen nesin nesin? Muhteşem bir aşıksın sen ağlaya ağlaya içim titredi hele son bölüm ağlaya ağlaya usandım...
Phoebus.... !!! Yorumsuz, her dönem vardır bu tip...
Peki ya Filozof? sen iyi bir filozofsun ama asla aşık değilsin sadece filozofsun işte.
Aşık olmak başkadır başka!!