Sebahattin Ali’nin bilmem okuduğum kaçıncı öyküsü, kaçıncı kitabı, kaçıncı romanı. Her okuduğum öyküde veyahut kitabında o kadar güzel, çarpıcı bir şekilde vurgulamış ki hayran kalmamak mümkün değil. Yazacak çok şey varken Sırça Köşk’ün son kıtasıyla bitirmek istiyorum incelememi.
“Sakın tepenize bir Sırça Köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir Sırça Köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç-beş kelle fırlatmak yeter.”