Saygıdeğer karıncalar gözlerini yuvada açar, besbelli orada
kaparlar; bu müspet ve sebatkâr davranışlarıyla da büyük bir
onuru hak ederler. Fakat insan hercai, bir dalda durmaz bir
yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil,
gayeye giden yolu sever. Kim bilir (emin olamayız tabii) belki
de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu
gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle
hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir
formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört, hayat
değildir baylar, ölümün başlangıcıdır. Hiç değilse insan, bu iki
kere ikiden daima ürkmüştür; ben hâlâ ürküyorum. İnsan
bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler
aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek
şeyi kalmayacağını bilmektedir.