Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kur'an'ın kabileciliği ortadan kaldırarak iman kardeşliği üzerine bir toplum oluşturmaya çalıştığı halde, Hz. Muhammed'in ölümüyle birlikte Kureyş ile diğer kabileler arasında ve Kureyş'in kendi içindeki Emevi ile Haşimi kavgasının Cahiliye döneminde bırakıldığı noktaya geri döndüğü müsellemdir. Dört halifenin, dördünün de Kureyş'ten olması tesadüf değildir. Tarihsel determinizme sığınarak: "Araplar, Kureyş'in otoritesinden başka bir kabilenin otoritesini tanıyamazdı," demek, Kur'an'ın boşa uğraştığını söylemek demektir."İmamlar Kureyş'tendir, " sözünü, "hadis" olarak kabul etmek, kabileciliği/ırkçılığı, Peygamber'e onaylatmaktır. Kabileciliğin, İslam toplumunu ilk yüzyılında iç savaşa boğduğu (Cemel-Sıffin-Kerbela) bilinmektedir. Haricilerin, Mutezilenin ve Ebü Hanife'nin kabileciliğe karşı çıktıkları malumdur. Sünnilik, "büyük fitne"nin (iç savaşın) yarattığı travmayla kabileciliği eleştirmeyi aklından bile geçirmemiştir: "Denize düşen, yılana sarılır."
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.