Gönderi

406 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
“Operadaki Hayalet vardı.” Günlerden bir gün, Paris Opera Binası akıl sağlığı sorgulatan büyük bir dedikoduyla çalkalandı. Başta delirme belirtisi olarak değerlendirilen ve alay konusu olmaktan öteye gidemeyen hayalet dedikodusu; peşi sıra gerçekleşen cinayetler ve paranormal olaylarla pekiştiğinde, binada hizmetli pek çok kişiyi etkisi altına almış, aynı hengâmenin bir parçası haline getirmişti. Çirkinliğini, sesindeki o eşsiz tını, o büyüleyici tanrısallık ile sıkıca örten “Müzik Meleği” ile arasındaki iletişim ip gibi mental sağlığına dolanan opera sanatçısı Christine; ona ve aşkına sahip çıkmak için çocuksu çabalarıyla olay örgüsü sarmalına daha da dolanan Raoul ve sığınak faresi İranlı’nın sürükleyici maceralarını takip ederken kafanıza dev bir avize yememeye dikkat edin! Kim bilir, belki de Erik sizi de izliyordur. Lütfen rüşvetinizi çaktırmadan Madam Giry’nin cebine iliştirin. Raoul’ün tüm bu çaresiz çırpınışlarına karşın asla pes etmeyip aşkının peşinden adeta sürünmesinin -hem de elinde bir silahla, nasıl tutacağından bile şüpheli- yanında, Erik’in kendi kadar çirkin aşk anlayışı ve bir kadını yaşamından alıkoymasını güzelleyenler de kalbimi yüz parçaya bölmüştür, kınıyorum. Yine de sonsözü okuduğumda yaşadığı zorluklar dolayısıyla az bir sempati kırıntısı besliyor oldum, bu vesileyle Erik’in zamanında İstanbul’da bir padişahın hizmetine girdiği ilginç bilgisini de iliştirmiş olayım buraya. Ayrıca şu linkten müzikaline ulaşabilirsiniz: netflix.com/title/70224562?... İyi okumalar, iyi seyirler! ฅ^•ﻌ•^ฅ
Operadaki Hayalet
Operadaki HayaletGaston Leroux · Alfa Yayınevi · 20182,904 okunma
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.